Consternation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consternation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consternation Nedir?

Consternation, şok, üzüntü, korku veya endişe nedeniyle duyulan şiddetli bir üzüntü ve hayal kırıklığı hissidir.

Örnek Cümleler:

  1. John’s sudden resignation caused consternation among his colleagues. (John’un aniden istifası meslektaşları arasında şaşkınlık yarattı.)
  2. The consternation on her face was evident when she heard the news. (Haberleri duyduğunda yüzündeki şaşkınlık açıktı.)
  3. The announcement of the company’s bankruptcy was met with consternation by its employees. (Şirketin iflasının duyurulması, çalışanları tarafından şaşkınlıkla karşılandı.)
  4. The consternation among the fans was palpable when their team lost the championship. (Takımları şampiyonluğu kaybettiğinde hayranlar arasındaki şaşkınlık hissedilebilirdi.)
  5. The consternation in the room was so thick you could cut it with a knife. (Odadaki şaşkınlık o kadar yoğundu ki bıçakla kesilebilirdi.)
  6. The consternation among the passengers was evident when the plane started to experience turbulence. (Uçak türbülans yaşamaya başladığında, yolcular arasındaki şaşkınlık açıktı.)
  7. The consternation of the parents was understandable when they heard that their child had been injured. (Çocuklarının yaralandığını duyduklarında ebeveynlerin şaşkınlığı anlaşılabilir.)
  8. The consternation on his face was apparent when he realized he had missed the deadline. (Süreyi kaçırdığını fark ettiğinde yüzündeki şaşkınlık açıktı.)
  9. The consternation caused by the sudden storm was widespread. (Aniden çıkan fırtınanın neden olduğu şaşkınlık geniş kapsamlıydı.)
  10. The consternation among the audience was obvious when the performance was abruptly canceled. (Performans aniden iptal edildiğinde, izleyiciler arasındaki şaşkınlık açıktı.)
  11. The consternation of the team was apparent when they realized they had made a crucial mistake. (Hayati bir hatayı yaptıklarını fark ettiklerinde takımın şaşkınlığı açıktı.)
  12. The consternation caused by the robbery was felt throughout the entire town. (Soygunun neden olduğu şaşkınlık kasaba genelinde hissedildi.)
  13. The consternation of the parents was understandable when their child didn’t come home on time. (Çocukları zamanında eve gelmediğinde ebeveynlerin şaşkınlığı anlaşılabilir.)
  14. The consternation on his face turned to relief when he found his lost wallet. (Kaybolan cüzdanını bulduğunda yüzündeki şaşkı

nlık yerini rahatlamaya bıraktı.)
15. The consternation among the students was noticeable when they received their failing grades. (Başarısız notlarını aldıklarında öğrenciler arasındaki şaşkınlık fark edilir şekildeydi.)

  1. The consternation caused by the unexpected news was overwhelming. (Beklenmedik haberlerin neden olduğu şaşkınlık eziciydi.)
  2. The consternation on her face quickly turned to anger when she realized she had been lied to. (Yalan söylendiğini fark ettiğinde yüzündeki şaşkınlık hızla öfkeye dönüştü.)
  3. The consternation among the customers was palpable when the store suddenly closed down. (Mağaza aniden kapandığında müşteriler arasındaki şaşkınlık hissedilebilirdi.)
  4. The consternation caused by the natural disaster was widespread and long-lasting. (Doğal afetin neden olduğu şaşkınlık yaygın ve uzun süreliydi.)
  5. The consternation of the team was evident when their star player got injured in the middle of the game. (Oyunun ortasında yıldız oyuncularının sakatlanmasıyla takımın şaşkınlığı açıktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.