Consolation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consolation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consolation (Teselli)

Consolation kelimesi Türkçede “teselli” anlamına gelir. Bir kişinin üzüntü, keder veya sıkıntıya karşı duyulan rahatlama, teselli anlamında kullanılır.

1. Despite the loss, her team found consolation in their hard work. (Kayıp karşısında takımının sıkı çalışmasında teselli buldu.)
2. His kind words were a consolation to her in her time of grief. (Onun nazik sözleri, acı zamanında ona teselli oldu.)
3. She sought consolation from her friends after her breakup. (Ayrılıktan sonra arkadaşlarından teselli aradı.)
4. The support of her family was a great consolation to her during her illness. (Ailesinin desteği, hastalığı süresince ona büyük bir teselli oldu.)
5. He found consolation in his faith during difficult times. (Zor zamanlarda inancında teselli buldu.)
6. She took consolation in the fact that she did her best. (En iyisini yaptığı gerçeğinde teselli buldu.)
7. The beautiful scenery provided some consolation for the long journey. (Uzun yolculuk için güzel manzara biraz teselli sağladı.)
8. The sympathy card brought some consolation to the grieving family. (Taziyeleri bildiren kart, yaslı aileye biraz teselli getirdi.)
9. The hope of a better future was a source of consolation for her. (Daha iyi bir gelecek umudu, onun için bir teselli kaynağıydı.)
10. The kind gestures of strangers provided some consolation in a time of crisis. (Yabancıların nazik jestleri, bir kriz zamanında biraz teselli sağladı.)
11. The concert was a great consolation for the fans after the cancellation of their favorite show. (Konser, favori gösterilerinin iptalinden sonra hayranlar için büyük bir teselli oldu.)
12. The memory of her loved one brought both sadness and consolation. (Sevdiği kişinin hatırası hem üzüntü hem de teselli getirdi.)
13. The kind words of her teacher were a source of consolation during a difficult exam. (Öğretmeninin nazik sözleri, zor bir sınavda teselli kaynağı oldu.)
14. The act of helping others brought him consolation and joy. (Başkalarına yardım etmek, ona teselli ve mutluluk getirdi.)
15. The unexpected phone call brought some consolation to her lonely day. (Beklenmedik telefon görüşmesi, yalnız gününe biraz teselli sağladı.)
16. The words of the therapist provided some consolation and hope for her mental health. (Terapistin sözleri, onun zihinsel sağlığı için biraz teselli ve umut sağladı.)
17. The success of her friend brought her some consolation during her own struggles. (Arkadaşının başarısı, kendi mücadelesi sırasında ona biraz teselli sağladı.)
18. The kind actions of her partner were a source of consolation during a difficult time in their relationship. (Partnerinin nazik eylemleri, ilişkilerinde zor bir zamanında ona biraz teselli sağladı.)

19. The support of her community provided some consolation after the natural disaster. (Topluluğunun desteği, doğal afet sonrasında biraz teselli sağladı.)
20. The realization that she was not alone brought her some consolation during her struggle with depression. (Yalnız olmadığını fark etmek, depresyonla mücadelesi sırasında ona biraz teselli sağladı.)