Conquer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Conquer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Conquer

Conquer kelimesi Türkçe dilinde “fethetmek, ele geçirmek” anlamlarına gelir.

1. He conquered his fear of public speaking by attending Toastmasters meetings. (O, Toastmasters toplantılarına katılarak kamusal konuşma korkusunu yendi.)
2. The ancient Romans conquered many countries in Europe and Africa. (Eski Romalılar Avrupa ve Afrika’da birçok ülkeyi fethettiler.)
3. I am determined to conquer Mount Everest one day. (Bir gün Everest Dağı’nı fethetmek için kararlıyım.)
4. She worked hard to conquer her addiction to drugs. (Uyuşturucu bağımlılığını yenmek için çok çalıştı.)
5. He was determined to conquer his rival in the upcoming election. (Yaklaşan seçimde rakibini yenmek için kararlıydı.)
6. The army was able to conquer the enemy’s stronghold after a long battle. (Ordu, uzun bir mücadeleden sonra düşmanın kalesini ele geçirdi.)
7. The company is trying to conquer new markets in Asia. (Şirket, Asya’da yeni pazarlar kazanmaya çalışıyor.)
8. The explorer set out to conquer the uncharted territory. (Kaşif, haritası olmayan bölgeyi fethetmek için yola çıktı.)
9. She managed to conquer her fear of heights and climbed to the top of the mountain. (Yükseklik korkusunu yendi ve dağın tepesine tırmandı.)
10. The team worked hard to conquer their opponents and win the championship. (Takım, rakiplerini yenmek ve şampiyonluğu kazanmak için çok çalıştı.)
11. The conqueror imposed his rule over the conquered people. (Fetheden, fethedilen halkın üzerinde kuralını dayattı.)
12. The young athlete aspires to conquer the world record in the high jump. (Genç sporcu, yüksek atlama dünya rekorunu kırmayı hedefliyor.)
13. The company’s goal is to conquer the global market. (Şirketin hedefi, küresel pazarı ele geçirmektir.)
14. She is determined to conquer her fear of flying and take a trip to Europe. (Uçma korkusunu yenmeye ve Avrupa’ya bir gezi yapmaya kararlı.)
15. The army was able to conquer the city after a long siege. (Ordu, uzun bir kuşatmadan sonra şehri ele geçirdi.)
    16

16. The young artist hopes to conquer the art world with her unique style. (Genç sanatçı, özgün tarzıyla sanat dünyasını fethetmeyi umuyor.)
17. The team was able to conquer their differences and work together to achieve their goal. (Ekip, farklılıklarını yenerek hedeflerine ulaşmak için birlikte çalışmayı başardı.)
18. The conqueror’s triumph was short-lived as his empire crumbled soon after his death. (Fethedenin zaferi kısa ömürlü oldu, çünkü ölümünden sonra imparatorluğu çöktü.)
19. The explorer’s mission was to conquer the unknown and bring back knowledge of new lands. (Kaşifin görevi bilinmeyeni fethetmek ve yeni topraklar hakkında bilgi getirmekti.)
20. She is determined to conquer her illness and live a healthy life. (Hastalığını yenmeye ve sağlıklı bir hayat yaşamaya kararlı.)