Confer With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Confer With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Confer With İle İlgili Cümleler

Confer with kelimesi Türkçe’de “görüşmek, danışmak” anlamına gelir.

1. I need to confer with my colleagues before making a decision. (Karar vermeden önce meslektaşlarımla görüşmem gerekiyor.)
2. The lawyer wants to confer with his client before the trial. (Avukat, duruşmadan önce müvekkiliyle danışmak istiyor.)
3. The doctor needs to confer with the patient’s family about the treatment plan. (Doktor, tedavi planı hakkında hasta ailesiyle görüşmek zorunda.)
4. The teachers will confer with each other about the new curriculum. (Öğretmenler, yeni müfredat hakkında birbirleriyle danışacaklar.)
5. The company CEO conferred with the board of directors about the merger. (Şirket CEO’su, birleşme hakkında yönetim kuruluyla görüştü.)
6. We need to confer with the IT department before implementing the new software. (Yeni yazılımı uygulamadan önce IT departmanıyla danışmamız gerekiyor.)
7. The researchers are conferring with each other to analyze the data. (Araştırmacılar, verileri analiz etmek için birbirleriyle görüşüyorlar.)
8. The coach is conferring with the team captain about the game strategy. (Antrenör, takım kaptanıyla oyun stratejisi hakkında danışıyor.)
9. The mayor is conferring with city officials to address the traffic problem. (Belediye başkanı, trafik sorununa çözüm bulmak için şehir yetkilileriyle görüşüyor.)
10. The committee members are conferring with each other to select the winner. (Komite üyeleri, kazananı seçmek için birbirleriyle danışıyorlar.)
11. The parents will confer with the school principal about their child’s education. (Ebeveynler, çocuklarının eğitimi hakkında okul müdürüyle danışacaklar.)
12. The project manager conferred with the stakeholders to finalize the budget. (Proje yöneticisi, bütçeyi netleştirmek için paydaşlarla görüştü.)
13. The diplomats are conferring with each other to negotiate a peace treaty. (Diplomatlar, barış anlaşması müzakereleri için birbirleriyle görüşüyorlar.)
14. The scientists need to confer with their colleagues to confirm their findings. (Bilim adamları, bulgularını doğrulamak için meslektaşlarıyla danışmak zorunda.)
15. The committee chairman conferred with the members to set the meeting agenda. (Komite başkanı, toplantı gündemini belirlemek için üyelerle danıştı.)
16. The project team is conferring with the client to ensure their satisfaction. (Proje ekibi, müşterinin memnuniyetini sağlamak için danışıyor.)
17. The manager conferred with the human resources department to hire new employees. (Yönetici, yeni çalışanları işe almak için insan kaynakları departmanıyla gör

18. The board of directors is conferring with the CEO to develop a new business strategy. (Yönetim kurulu, yeni bir iş stratejisi geliştirmek için CEO ile görüşüyor.)
19. The coach is conferring with the team physician about the injured player. (Antrenör, sakatlanan oyuncu hakkında takım doktoruyla danışıyor.)
20. The committee members conferred with experts in the field to gather information for their report. (Komite üyeleri, raporları için alınacak bilgiyi toplamak için alanda uzmanlarla görüştüler.)

Türkçe karşılıklar: görüşmek, danışmak