Condition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Condition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İngilizce’de “Condition” Nedir?


Condition, Türkçe karşılığı “koşul” olan bir İngilizce kelimesidir. Bir eylemin, gerçekleşmesi için yerine getirilmesi gereken belirli bir şart ya da koşul anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1.

If it rains tomorrow, we will stay at home.

(Yarın yağmur yağarsa evde kalacağız.)

2.

Unless you study hard, you won’t pass the exam.

(Sıkı çalışmadıkça sınavı geçemezsin.)

3.

Provided that you finish your work on time, you can take the day off.

(İşini zamanında bitirirsen, günü izinli olarak alabilirsin.)

4.

In case it snows, make sure to wear warm clothes.

(Kar yağarsa, sıcak giysiler giyinmeyi unutmayın.)

5.

We will buy the car as long as it is in good condition.

(Araba iyi durumdaysa satın alacağız.)

6.

You can borrow my bike on the condition that you return it by Friday.

(Cuma gününe kadar geri getireceğine dair şartıyla bisikletimi ödünç alabilirsin.)

7.

I will go to the party even if I’m tired.

(Yorgun olsam bile partiye gideceğim.)

8.

He will be able to play basketball once his ankle heals.

(Ayak bileği iyileştiğinde basketbol oynayabilecek.)

9.

She won’t go to the concert unless her friends come with her.

(Arkadaşları onunla birlikte gelmedikçe, konsere gitmeyecek.)

10.

Providing that we have enough time, we can visit the museum.

(Yeterli zamanımız varsa müzeyi ziyaret edebiliriz.)

11.

You will receive the package as soon as it arrives.

(Paket geldiği anda alacaksın.)

12.

In the event that the flight is delayed, we will

stay at the hotel.

(Uçuş gecikirse otelde kalacağız.)

13.

Suppose you win the lottery, what will you do?

(Varsayalım ki lotarya kazandın, ne yapacaksın?)

14.

Assuming that the weather is good, we can have a picnic.

(Hava güzel olursa piknik yapabiliriz.)

15.

I will give you the money on condition that you pay me back next week.

(Gelecek hafta bana geri ödeme yapacağına dair şartla sana para vereceğim.)

16.

Only if you promise to behave well, I will let you go to the party.

(İyi davranacağına söz verirsen, seni partiye gidebilmen için izin vereceğim.)

17.

I will buy the book once it is released.

(Kitap yayınlandıktan sonra satın alacağım.)

18.

Assuming that you know how to swim, would you like to go to the beach?

(Yüzme biliyorsan, plaja gitmek ister misin?)

19.

We will go hiking in case the weather is good.

(Hava güzel olursa yürüyüşe gideceğiz.)

20.

You can use my laptop as long as you don’t download any viruses.

(Herhangi bir virüs indirmediğin sürece bilgisayarıma kullanabilirsin.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.