Concentrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Concentrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Concentrate

Concentrate, Türkçe’de “yoğunlaşmak” anlamına gelir. Bir konuya odaklanmak veya bir şey üzerinde yoğunlaşmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I need to concentrate on my studies for the upcoming exam. (Yaklaşan sınav için çalışmalarıma odaklanmam gerekiyor.)
2. She can’t concentrate on her work with all the noise around her. (Çevresindeki gürültü nedeniyle işine odaklanamıyor.)
3. He needs complete silence to concentrate properly. (Doğru bir şekilde odaklanmak için tam bir sessizlik gerekiyor.)
4. I find it difficult to concentrate when I’m tired. (Yorgunken odaklanmak zor buluyorum.)
5. The students were asked to concentrate on the task at hand. (Öğrenciler eldeki göreve odaklanmaları istendi.)
6. She tried to concentrate on her breathing during yoga class. (Yoga dersinde nefesine odaklanmaya çalıştı.)
7. It’s important to concentrate on the road while driving. (Sürüş yaparken yola odaklanmak önemlidir.)
8. He finds it easier to concentrate in a quiet environment. (Sessiz bir ortamda odaklanması daha kolay geliyor.)
9. She needs to concentrate on her career right now. (Şu anda kariyerine odaklanması gerekiyor.)
10. I have trouble concentrating when there are distractions around me. (Çevremde dikkat dağıtıcı unsurlar varken odaklanmakta zorlanıyorum.)
11. The athlete was able to concentrate on the competition despite the pressure. (Basınç altında olsa da sporcu yarışmaya odaklanabildi.)
12. She needs to concentrate on her health and wellbeing. (Sağlık ve iyi oluşuna odaklanması gerekiyor.)
13. I find it easier to concentrate in the morning when my mind is fresh. (Zihnim taze olduğunda sabahları daha kolay odaklanıyorum.)
14. He was able to concentrate on his work despite the chaos around him. (Çevresindeki kaos olmasına rağmen işine odaklanabildi.)
16. The teacher asked the students to concentrate on the lesson and take notes. (Öğretmen öğrencilere derse odaklanmalarını ve not almalarını söyledi.)

17. It’s important to concentrate on the task at hand in order to complete it successfully. (Başarılı bir şekilde tamamlamak için eldeki göreve odaklanmak önemlidir.)
18. The musician needed to concentrate on his performance to play the piece flawlessly. (Müzisyen parçayı hatasız çalmak için performansına odaklanması gerekiyordu.)
19. She can’t concentrate on reading when she’s feeling anxious. (Kaygılı hissettiğinde okumaya odaklanamıyor.)
20. He always tells himself to concentrate and stay focused during important meetings. (Önemli toplantılarda odaklanıp odaklanmamak için kendine söz veriyor.)

(Türkçe karşılıklar yazılı olarak belirtilmemiştir.)