Comprehend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Comprehend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Comprehend

Comprehend, anlamak, kavramak, idrak etmek anlamlarına gelir.

1. I couldn’t comprehend what she was saying. (Onun ne dediğini anlayamadım.)
2. It takes time to comprehend the complexity of the problem. (Problemin karmaşıklığını anlamak zaman alır.)
3. She tried to comprehend the meaning of the poem. (Şiirin anlamını anlamaya çalıştı.)
4. I still can’t comprehend why he did it. (Hala neden yaptığını anlayamıyorum.)
5. It’s difficult to comprehend the scale of the universe. (Evrenin ölçeğini anlamak zor.)
6. The teacher used examples to help the students comprehend the concept. (Öğretmen, öğrencilerin kavramı anlamasına yardımcı olmak için örnekler kullandı.)
7. She struggled to comprehend the instructions. (Talimatları anlamakta zorlandı.)
8. The book is written in a way that is easy to comprehend. (Kitap, anlaması kolay bir şekilde yazılmıştır.)
9. He couldn’t comprehend the enormity of the disaster. (Felaketin büyüklüğünü idrak edemedi.)
10. It’s important to comprehend the risks before making a decision. (Karar vermeden önce riskleri anlamak önemlidir.)
11. The audience struggled to comprehend the speaker’s accent. (İzleyiciler, konuşmacının aksanını anlamakta zorlandı.)
12. The article was too technical for me to comprehend. (Makale, benim anlamam için çok teknikti.)
13. It’s difficult to comprehend the pain he must have felt. (Yaşadığı acıyı anlamak zor.)
14. She took a moment to comprehend what had just happened. (Olanları anlamak için bir an durdu.)
15. It’s important to comprehend the instructions before beginning the experiment. (Deneyi başlatmadan önce talimatları anlamak önemlidir.)
16. He struggled to comprehend the math problem. (Matematik problemini anlamakta zorlandı.)
17. The novel was challenging to comprehend due to its complex plot. (Roman, karmaşık hikayesi nedeniyle anlamak zordu.)
18. It’s important to comprehend the context before interpreting the text. (Metni yorumlamadan önce bağlamı anlamak önemlidir.)
19. The student had difficulty comprehending the foreign language. (Öğrenci, yabancı dil öğrenmekte zorluk çekti.)
20. It’s important to comprehend the consequences of our actions. (Eylemlerimizin sonuçlarını anlamak önemlidir.)

21. The documentary helped me comprehend the impact of climate change. (Belgesel, iklim değişikliğinin etkisini anlamama yardımcı oldu.)
22. The scientist spent years trying to comprehend the nature of black holes. (Bilim adamı, kara deliklerin doğasını anlamak için yıllar harcadı.)
23. The child struggled to comprehend why their pet had died. (Çocuk, evcil hayvanının neden öldüğünü anlamakta zorlandı.)
24. The witness couldn’t comprehend how anyone could commit such a heinous crime. (Tanık, nasıl böyle korkunç bir suç işlenebileceğini anlayamadı.)
25. It’s important to comprehend the cultural differences when traveling to a foreign country. (Yabancı bir ülkeye seyahat ederken kültürel farklılıkları anlamak önemlidir.)
26. The therapist helped the patient comprehend their emotions. (Terapist, hastanın duygularını anlamasına yardımcı oldu.)
27. The movie was hard to comprehend because of the complex storyline. (Film, karmaşık hikayesi nedeniyle anlamak zordu.)
28. The student couldn’t comprehend the concept until it was explained in a different way. (Öğrenci, kavram farklı bir şekilde açıklanana kadar anlamadı.)
29. The article was too dense for me to comprehend in one sitting. (Makale, bir oturuşta anlamam için çok yoğundu.)
30. The team had to work together to comprehend the instructions for the new project. (Ekip, yeni proje için talimatları anlamak için birlikte çalışmak zorunda kaldı.)