Competition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Competition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Competition (Yarışma)

Competition kelimesi “rakipler arasında gerçekleşen bir etkinlikte, en iyi sonucu elde etmek için yapılan çaba” anlamına gelir. Bu kelime, genellikle spor, iş, sanat ve eğlence gibi birçok alanda kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I won the competition and received a gold medal. (Ben yarışmayı kazandım ve altın madalya aldım.)
  2. The competition was fierce, but I managed to come in second place. (Yarışma çok çetindi ama ben ikinci olmayı başardım.)
  3. He’s been training for months for this competition. (Bu yarışma için aylarca antrenman yaptı.)
  4. We need to prepare well if we want to win the competition. (Yarışmayı kazanmak istiyorsak iyi hazırlanmalıyız.)
  5. The competition will be held next month in Paris. (Yarışma önümüzdeki ay Paris’te yapılacak.)
  6. The company organized a competition to find the best idea for their new product. (Şirket, yeni ürünleri için en iyi fikri bulmak için bir yarışma düzenledi.)
  7. She’s been practicing every day for the dance competition. (Dans yarışması için her gün pratik yapıyor.)
  8. The competition was judged by a panel of experts. (Yarışma bir uzmanlar paneli tarafından değerlendirildi.)
  9. The winner of the competition will receive a cash prize. (Yarışmanın kazananı nakit ödül alacak.)
  10. The competition was so intense that several athletes were injured. (Yarışma o kadar yoğundu ki birkaç sporcu yaralandı.)
  11. The competition is open to anyone over the age of 18. (Yarışma 18 yaşından büyük herkese açık.)
  12. We’re up against some tough competition this year. (Bu yıl zorlu rakiplerle karşı karşıyayız.)
  13. The judges will announce the winner of the competition tomorrow. (Jüriler yarışmanın kazananını yarın açıklayacaklar.)
  14. The competition was cancelled due to bad weather. (Yarışma kötü hava koşulları nedeniyle iptal edildi.)
  15. She’s a strong contender in the singing competition. (O, şarkı yarışmasında güçlü bir rakip.)
  16. The competition was broadcast live on television. (Yarışma canlı olarak televizyonda yayınlandı.)
  17. We need to come up with a unique idea to stand out in the competition. (Yarışmada dikkat çekmek için benzersiz bir fikir bulmamız gerekiyor.)
  18. The competition was tough, but we managed to make it to the final round. (Yarışma zordu ama final turuna çıkmayı başardık.)
  19. The winner of the cooking competition will have their recipe featured in a cookbook. (Yemek yarışmasının kazananı tarifleri bir yemek kitabında yer alacak.)
  20. The competition was a great opportunity to showcase my skills

and compete against some of the best in the industry. (Yarışma, endüstrideki en iyi rakiplerle yarışma ve becerilerimi sergileme fırsatı sağladı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Ben yarışmayı kazandım ve altın madalya aldım.
  2. Yarışma çok çetindi ama ben ikinci olmayı başardım.
  3. Bu yarışma için aylarca antrenman yaptı.
  4. Yarışmayı kazanmak istiyorsak iyi hazırlanmalıyız.
  5. Yarışma önümüzdeki ay Paris’te yapılacak.
  6. Şirket, yeni ürünleri için en iyi fikri bulmak için bir yarışma düzenledi.
  7. Dans yarışması için her gün pratik yapıyor.
  8. Yarışma bir uzmanlar paneli tarafından değerlendirildi.
  9. Yarışmanın kazananı nakit ödül alacak.
  10. Yarışma o kadar yoğundu ki birkaç sporcu yaralandı.
  11. Yarışma 18 yaşından büyük herkese açık.
  12. Bu yıl zorlu rakiplerle karşı karşıyayız.
  13. Jüriler yarışmanın kazananını yarın açıklayacaklar.
  14. Yarışma kötü hava koşulları nedeniyle iptal edildi.
  15. O, şarkı yarışmasında güçlü bir rakip.
  16. Yarışma canlı olarak televizyonda yayınlandı.
  17. Yarışmada dikkat çekmek için benzersiz bir fikir bulmamız gerekiyor.
  18. Yarışma zordu ama final turuna çıkmayı başardık.
  19. Yemek yarışmasının kazananı tarifleri bir yemek kitabında yer alacak.
  20. Yarışma, endüstrideki en iyi rakiplerle yarışma ve becerilerimi sergileme fırsatı sağladı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.