Colossally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Colossally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Colossally ne anlama geliyor?

Colossally, “çok büyük, muazzam bir şekilde” anlamına gelen bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The Great Wall of China is colossally long. (Çin Seddi, colossally uzundur.)
2. The project was a colossally difficult undertaking. (Proje, colossally zor bir girişimdi.)
3. The mountain range was colossally high. (Dağ sırası, colossally yüksekti.)
4. The company has grown colossally in the last five years. (Şirket son beş yılda colossally büyüdü.)
5. The ship was colossally large and impressive. (Gemi colossally büyük ve etkileyiciydi.)
6. The stadium is colossally loud during the games. (Stadyum, maç sırasında colossally gürültülüdür.)
7. The painting is colossally beautiful and intricate. (Tablo, colossally güzel ve karmaşıktır.)
8. The car was colossally expensive but worth it. (Araba, colossally pahalıydı ama buna değdi.)
9. The concert was colossally crowded with fans. (Konser, hayranlarla colossally kalabalıktı.)
10. The building is colossally tall and impressive. (Bina, colossally yüksek ve etkileyicidir.)
11. The elephant was colossally large and powerful. (Fil, colossally büyük ve güçlüydü.)
12. The storm caused colossally widespread damage. (Fırtına colossally geniş çapta hasara neden oldu.)
13. The orchestra’s performance was colossally moving. (Orkestranın performansı colossally dokunaklıydı.)
14. The bridge was colossally long and impressive. (Köprü, colossally uzun ve etkileyiciydi.)
15. The city has a colossally diverse population. (Şehir, colossally çeşitli bir nüfusa sahip.)
16. The machine was colossally powerful and efficient. (Makine, colossally güçlü ve verimliydi.)
17. The diamond was colossally rare and valuable. (Elmas, colossally nadir ve değerliydi.)
18. The hotel room was colossally luxurious and spacious. (Otel odası, colossally lüks ve genişti.)
19. The film was colossally popular and successful. (Film, colossally popüler ve başarılıydı.)
20. The novel’s impact on literature was colossally significant. (Romanın edebiyata etkisi colossally önemliydi.)

Özet:

Colossally, büyüklük, yoğunluk, güçlük, çeşitlilik veya etki açısından muazzam, çok büyük anlamına gelir. Aşağıdaki örnek cümlelerde colossally kelimesi çeşitli bağlamlarda kullanılmıştır.

1. The Great Wall of China is colossally long. (Çin Seddi, colossally uzundur.)
2. The project was a colossally difficult undertaking. (Proje, colossally zor bir girişimdi.)
3. The mountain range was colossally high. (Dağ sırası, colossally yüksekti.)
4. The company has grown colossally in the last five years. (Şirket son beş yılda colossally büyüdü.)
5. The ship was colossally large and impressive. (Gemi colossally büyük ve etkileyiciydi.)
6. The stadium is colossally loud during the games. (Stadyum, maç sırasında colossally gürültülüdür.)
7. The painting is colossally beautiful and intricate. (Tablo, colossally güzel ve karmaşıktır.)
8. The car was colossally expensive but worth it. (Araba, colossally pahalıydı ama buna değdi.)
9. The concert was colossally crowded with fans. (Konser, hayranlarla colossally kalabalıktı.)
10. The building is colossally tall and impressive. (Bina, colossally yüksek ve etkileyicidir.)
11. The elephant was colossally large and powerful. (Fil, colossally büyük ve güçlüydü.)
12. The storm caused colossally widespread damage. (Fırtına colossally geniş çapta hasara neden oldu.)
13. The orchestra’s performance was colossally moving. (Orkestranın performansı colossally dokunaklıydı.)
14. The bridge was colossally long and impressive. (Köprü, colossally uzun ve etkileyiciydi.)
15. The city has a colossally diverse population. (Şehir, colossally çeşitli bir nüfusa sahip.)
16. The machine was colossally powerful and efficient. (Makine, colossally güçlü ve verimliydi.)
17. The diamond was colossally rare and valuable. (Elmas, colossally nadir ve değerliydi.)
18. The hotel room was colossally luxurious and spacious. (Otel odası, colossally lüks ve genişti.)
19. The film was colossally popular and successful. (Film, colossally popüler ve başarılıydı.)
20. The novel’s impact on literature was colossally significant. (Romanın edebiyata etkisi colossally önemliydi.)