Collapse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Collapse İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Çökmek, yıkılmak, çöküş, çözülme
- The bridge collapsed due to the strong earthquake. (Köprü, şiddetli depremden dolayı çöktü.)
- The company is facing financial collapse. (Şirket mali çöküşle karşı karşıya.)
- The building collapsed under the weight of the snow. (Bina, karın ağırlığı altında çöktü.)
- The economy is in danger of collapse. (Ekonomi çökme tehlikesiyle karşı karşıya.)
- The tent collapsed in the storm. (Çadır, fırtınada çöktü.)
- The athlete collapsed after running the marathon. (Sporcu, maraton koşusundan sonra çöktü.)
- The chair collapsed when he sat on it. (Sandalye, ona oturduğunda çöktü.)
- The team’s defense collapsed in the second half. (Takımın savunması, ikinci yarıda çöktü.)
- The stock market experienced a collapse. (Hisse senedi piyasası bir çöküş yaşadı.)
- The patient’s lungs collapsed due to pneumonia. (Hastanın akciğerleri, zatürreden dolayı çöktü.)
- The city was in chaos after the collapse of the government. (Hükümetin çökmesinden sonra şehirde kaos yaşandı.)
- The relationship between the two countries collapsed after the war. (İki ülke arasındaki ilişki savaştan sonra çöktü.)
- The bookshelf collapsed under the weight of the books. (Kitaplık, kitapların ağırlığı altında çöktü.)
- The old bridge collapsed and a new one was built. (Eski köprü çöktü ve yeni bir tane yapıldı.)
- The system collapsed due to a software error. (Sistem, bir yazılım hatası nedeniyle çöktü.)
- The stock market collapse caused a recession. (Hisse senedi piyasasındaki çöküş, bir resesyona neden oldu.)
- The team’s morale collapsed after losing the game. (Takımın moralı, maçı kaybettikten sonra çöktü.)
- The collapse of the Soviet Union changed the political landscape of Europe. (Sovyetler Birliği’nin çöküşü, Avrupa’nın siyasi manzarasını değiştirdi.)
- The roof of the old building collapsed during the storm. (Eski binanın çatısı, fırtına sırasında çöktü.)
- The singer collapsed on stage due to exhaustion. (Şarkıcı, tükenmişlik nedeniyle sahnede çöktü.)
- The negotiations collapsed when both parties couldn’t reach an agreement. (Taraflar anlaşmaya varamayınca görüşmeler çöktü.)
- The mining company suffered a collapse in profits due to the decrease in demand. (Madencilik şirketi, talebin azalması nedeniyle karında bir çöküş yaşadı.)
- The old tree collapsed during the storm, blocking the road. (Eski ağaç, fırtına sırasında çöktü ve yolu kapattı.)
- The collapse of the housing market led to a financial crisis. (Konut piyasasındaki çöküş, bir finansal krize yol açtı.)
- The bridge was closed after the partial collapse of one of its supports. (Köprünün desteklerinden birinin kısmi çökmesinden sonra köprü kapandı.)
- The athlete collapsed from dehydration during the race. (Sporcu, yarış sırasında dehidrasyondan dolayı çöktü.)
- The company experienced a sudden collapse after the CEO’s embezzlement was discovered. (CEO’nun zimmetine para geçirmesi ortaya çıktıktan sonra şirket ani bir çöküş yaşadı.)
- The collapse of the tower was captured on video. (Kuledeki çöküş, videoya kaydedildi.)
- The sudden collapse of the building shocked the local community. (Bina’nın ani çöküşü, yerel topluluğu şoke etti.)
- The team’s collapse in the playoffs was unexpected. (Takımın playoff’larda çökmesi beklenmedikti.)
Hemen Yorum Yaz