Cockamamie İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cockamamie İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cockamamie Nedir?

Cockamamie, saçma, mantıksız veya anlamsız anlamına gelen bir İngilizce kelime.

Örnek Cümleler:

  1. My boss came up with a cockamamie idea that made no sense. (Patronum saçma bir fikir ortaya attı.)
  2. The movie had a cockamamie plot that was hard to follow. (Filmin anlatımı anlaşılması zor olan bir saçmalıkla doluydu.)
  3. I don’t know what he was thinking when he made that cockamamie decision. (O saçma kararı alırken ne düşündüğünü bilmiyorum.)
  4. She gave me a cockamamie excuse for being late. (Geç kaldığı için bana saçma bir bahane verdi.)
  5. The company’s new policy is absolutely cockamamie. (Şirketin yeni politikası tamamen saçmalık.)
  6. My friend’s theory about aliens was a bit cockamamie. (Arkadaşımın uzaylılarla ilgili teorisi biraz saçmaydı.)
  7. The politician’s promises sounded cockamamie to me. (Politikacının vaatleri bana saçma geldi.)
  8. This gadget looks cockamamie, but it actually works pretty well. (Bu alet saçma görünüyor ama aslında oldukça iyi çalışıyor.)
  9. I have no idea why he’s wearing such a cockamamie outfit. (Neden böyle saçma bir kıyafet giydiğini hiçbir fikrim yok.)
  10. The teacher gave us a cockamamie assignment that was impossible to complete. (Öğretmen bize tamamlaması imkansız bir saçmalık ödevi verdi.)
  11. I don’t think his cockamamie plan will work. (Onun saçma planının işe yarayacağını sanmıyorum.)
  12. That theory sounds a bit cockamamie to me. (O teori bana biraz saçma geliyor.)
  13. The idea of a floating city may seem cockamamie, but it’s not impossible. (Uçan bir şehrin fikri saçma gibi görünebilir ama imkansız değil.)
  14. The instructions were written in such a cockamamie way that I couldn’t understand them. (Talimatlar öyle saçma bir şekilde yazılmıştı ki anlayamadım.)
  15. The company’s new logo looks a bit cockamamie to me. (Şirketin yeni logosu bana biraz saçma görünüyor.)
  16. The coach had a cockamamie strategy that didn’t work out. (Koçun başarısız olan saçma bir stratejisi vardı.)
  17. I don’t know what he sees in that cockamamie girl. (O saçma kızda ne gördüğünü bilmiyorum.)
  18. The idea of building a house out of mud may seem cockamamie, but it’s actually quite practical. (Çamurdan ev yapmak saçma gibi görünebilir ama aslında oldukça pratik.)
  1. The book’s ending was a bit cockamamie and left me feeling unsatisfied. (Kitabın sonu biraz saçmaydı ve beni tatmin etmedi.)
  2. The company’s decision to switch to an all-vegan menu seemed a bit cockamamie, but it turned out to be a huge success. (Şirketin tamamen vejetaryen menüye geçme kararı biraz saçma gibi göründü ama büyük bir başarı oldu.)

Bu örnek cümlelerde cockamamie kelimesi, genellikle bir fikir, karar, plan, strateji veya bahane gibi bir şeyin saçma, mantıksız, anlamsız veya gereksiz olduğunu ifade etmek için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.