Coarse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coarse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coarse

Coarse kelimesi “iri, kaba” anlamlarına gelmektedir.

1. She used a coarse towel to dry her hands. (İri bir havlu kullanarak ellerini kuruladı.)
2. The beach was covered in coarse sand. (Plaj iri kumlarla kaplıydı.)
3. The fabric was too coarse for my sensitive skin. (Kumaşım hassas cildim için çok kaba idi.)
4. He had a coarse way of speaking. (Konuşma tarzı kaba idi.)
5. The road was bumpy and coarse. (Yol engebeli ve iri taneliydi.)
6. The paintbrush had coarse bristles. (Fırça kaba kıllara sahipti.)
7. The old man’s hands were rough and coarse. (Yaşlı adamın elleri kaba ve pürüzlüydü.)
8. The cheese had a coarse texture. (Peynirin dokusu kaba idi.)
9. The teacher had a coarse sense of humor. (Öğretmenin mizah anlayışı kaba idi.)
10. The salt was too coarse for the recipe. (Tuz tarif için çok iriydi.)
11. The dog had a coarse coat of fur. (Köpeğin tüyleri kabaydı.)
12. The wine had a coarse taste. (Şarabın tadı kaba idi.)
13. The sandpaper had a coarse grit. (Zımpara kağıdının taneleri kaba idi.)
14. The peasant wore coarse clothing. (Çiftçi kaba kıyafetler giyiyordu.)
15. The student’s handwriting was coarse and messy. (Öğrencinin el yazısı kaba ve dağınıktı.)
16. The carpenter used a coarse saw to cut the wood. (Marangoz tahta kesmek için kaba bir testere kullandı.)
17. The sailor’s hands were calloused and coarse. (Denizcinin elleri sert ve kaba idi.)
18. The texture of the bread was coarse and grainy. (Ekmek dokusu kaba ve tanecikliydi.)
19. The gravel driveway was rough and coarse. (Çakıl taşı ile kaplı araba yolu pürüzlü ve iri taneliydi.)
20. The comedian’s humor was too coarse for the family-friendly audience. (Komedyenin mizah anlayışı aile dostu izleyiciler için çok kaba idi.)

Continuation

Continuation kelimesi “devam, sürdürme” anlamlarına gelmektedir.

1. The continuation of the project depends on the funding. (Projenin devamı fonlamaya bağlıdır.)
2. The novel has a continuation in the sequel. (Romanın devamı seride mevcuttur.)
3. The company decided to discontinue the production of the product. (Şirket ürünün üretimine devam etmeme kararı aldı.)
4. The professor asked for the continuation of the discussion in the next class. (Profesör, tartışmanın bir sonraki derste devam etmesini istedi.)
5. The continuation of the concert was uncertain due to the bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle konserin devamı belirsizdi.)
6. The success of the project depends on the continuation of the team’s efforts. (Projenin başarısı, takımın çabalarının devamına bağlıdır.)
7. The movie had a cliffhanger ending that left the audience wanting a continuation. (Film, izleyicileri devamını merak edecek bir şekilde açık uçlu bitti.)
8. The continuation of the program was interrupted by technical difficulties. (Programın devamı teknik sorunlar nedeniyle kesintiye uğradı.)
9. The company announced the continuation of the sale until the end of the month. (Şirket satışın ay sonuna kadar devam edeceğini duyurdu.)
10. The success of the business relies on the continuation of customer satisfaction. (İşletmenin başarısı müşteri memnuniyetinin devamına bağlıdır.)
11. The continuation of the road was blocked by construction. (Yolun devamı inşaat nedeniyle engellendi.)
12. The continuation of the novel was a surprise to many readers. (Romanın devamı birçok okuyucu için sürpriz oldu.)
13. The continuation of the meeting was postponed to a later date. (Toplantının devamı daha sonra bir tarihe ertelendi.)
14. The company decided on the continuation of the project despite the setbacks. (Şirket engellere rağmen projenin devam etmesine karar verdi.)
15. The continuation of the investigation led to the arrest of the suspect. (Araştırmanın devamı, şüphelinin tutuklanmasına yol açtı.)
16. The continuation of the tradition was passed down from generation to generation. (Gelenek nesilden nesile devam ettirildi.)
17. The continuation of the policy had a positive impact on the economy. (Politikanın devamı, ekonomi üzerinde olumlu bir etkiye sahipti.)
18. The continuation of the game was delayed due to a power outage. (Oyunun devamı, bir enerji kesintisi nedeniyle gecikti.)
19. The continuation of the series was announced with much excitement from fans. (Diziye devam edileceği, hayranların büyük bir heyecanla karşıladığı şekilde duyuruldu.)
20. The continuation of the concert was met with a standing ovation from the audience. (Konserin devamı,