Climactic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Climactic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Climactic İle İlgili Cümleler

Climactic, en önemli veya sonuçlandırıcı aşama veya olay anlamına gelir. Aşağıda, “climactic” kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir:

1. The climactic scene of the movie left the audience breathless. (Filmdeki kritik sahne izleyicileri nefessiz bıraktı.)
2. The climactic battle between the two armies lasted for days. (İki ordu arasındaki kritik savaş günlerce sürdü.)
3. The climactic moment of the competition was when she broke the world record. (Yarışmanın kritik anı, dünya rekorunu kırdığı andı.)
4. The climactic chapter of the book revealed the killer’s identity. (Kitabın kritik bölümü, katilin kimliğini ortaya çıkardı.)
5. The climactic twist in the plot was completely unexpected. (Hikayenin kritik dönüm noktası tamamen beklenmedikti.)
6. The climactic final game of the tournament was watched by millions of people around the world. (Turnuvanın kritik son maçı milyonlarca insan tarafından dünya genelinde izlendi.)
7. The climactic moment of the concert was when the lead singer came on stage. (Konserin kritik anı, ana vokalistin sahneye çıktığı andı.)
8. The climactic scene of the play brought the audience to tears. (Oyunun kritik sahnesi izleyicileri gözyaşlarına boğdu.)
9. The climactic moment of the trial was when the verdict was read. (Davanın kritik anı, kararın okunduğu andı.)
10. The climactic chase scene in the movie was full of suspense. (Filmdeki kritik kovalamaca sahnesi doluydu.)
11. The climactic moment of the wedding was when the bride and groom exchanged vows. (Düğünün kritik anı, gelin ve damadın yeminlerini değiştirdikleri andı.)
12. The climactic battle in the video game was the most difficult level to beat. (Video oyunundaki kritik savaş, yenmek için en zor seviyeydi.)
13. The climactic scene of the opera left the audience in awe. (Operadaki kritik sahne izleyicileri hayran bıraktı.)
14. The climactic twist in the mystery novel solved the case. (Gizemli romanın kritik dönüm noktası davayı çözdü.)
15. The climactic moment of the speech was when the speaker revealed his personal story. (Konuşmanın kritik anı, konuşmacının kişisel hikayesini açıkladığı andı.)
16. The climactic ending of the movie was both unexpected and satisfying. (Filmdeki kritik son, hem beklenmedik hem de tatmin ediciydi.)
17. The climactic moment of the sports game was when the winning goal was scored. (Spor oyununun kritik anı, galibiyet

golünün atıldığı andı.)
18. The climactic showdown between the hero and the villain was intense. (Kahraman ile kötü adam arasındaki kritik yüzleşme yoğundu.)

19. The climactic scene of the play involved a dramatic plot twist. (Oyunun kritik sahnesi dramatik bir hikaye değişikliğini içeriyordu.)
20. The climactic moment of the concert was the encore performance. (Konserin kritik anı, ek performanstı.)

Türkçe Karşılıklar

1. The climactic scene of the movie left the audience breathless. (Filmdeki kritik sahne izleyicileri nefessiz bıraktı.)
2. İki ordu arasındaki kritik savaş günlerce sürdü.
3. Yarışmanın kritik anı, dünya rekorunu kırdığı andı.
4. Kitabın kritik bölümü, katilin kimliğini ortaya çıkardı.
5. Hikayenin kritik dönüm noktası tamamen beklenmedikti.
6. Turnuvanın kritik son maçı milyonlarca insan tarafından dünya genelinde izlendi.
7. Konserin kritik anı, ana vokalistin sahneye çıktığı andı.
8. Oyunun kritik sahnesi izleyicileri gözyaşlarına boğdu.
9. Davanın kritik anı, kararın okunduğu andı.
10. Filmdeki kritik kovalamaca sahnesi doluydu.
11. Düğünün kritik anı, gelin ve damadın yeminlerini değiştirdikleri andı.
12. Video oyunundaki kritik savaş, yenmek için en zor seviyeydi.
13. Operadaki kritik sahne izleyicileri hayran bıraktı.
14. Gizemli romanın kritik dönüm noktası davayı çözdü.
15. Konuşmanın kritik anı, konuşmacının kişisel hikayesini açıkladığı andı.
16. Filmdeki kritik son, hem beklenmedik hem de tatmin ediciydi.
17. Spor oyununun kritik anı, galibiyet golünün atıldığı andı.
18. Kahraman ile kötü adam arasındaki kritik yüzleşme yoğundu.
19. Oyunun kritik sahnesi dramatik bir hikaye değişikliğini içeriyordu.
20. Konserin kritik anı, ek performanstı.