Clench İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Clench İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Sıkıca kapatmak veya sıkmak, dişleri sıkmak.
- She clenched her fist in anger. (Öfkesiyle yumruğunu sıktı.)
- He clenched his teeth to keep from screaming. (Bağırmamak için dişlerini sıktı.)
- The baby clenched his tiny fists. (Bebek küçük yumruklarını sıktı.)
- She clenched the rope tightly. (İpi sıkıca kavradı.)
- He clenched his muscles before lifting the heavy weights. (Ağır ağırlıkları kaldırmadan önce kaslarını sıktı.)
- The cat clenched its claws in anticipation. (Kedi, heyecanla pençelerini sıktı.)
- She clenched her jaw to control her emotions. (Duygularını kontrol etmek için çenesini sıktı.)
- He clenched the steering wheel tightly. (Direksiyonu sıkıca kavradı.)
- The wrestler clenched his opponent in a tight grip. (Güreşçi rakibini sıkı bir kavrama ile tuttu.)
- She clenched her hand around the pencil. (Kalemi elinin içinde sıktı.)
- He clenched his eyes shut to avoid the bright light. (Parlak ışıktan kaçınmak için gözlerini sıktı.)
- The dog clenched its jaws on the bone. (Köpek kemiğe çenesini sıktı.)
- She clenched her stomach in pain. (Ağrıdan karın kaslarını sıktı.)
- He clenched his fist in determination. (Kararlılıkla yumruğunu sıktı.)
- The actress clenched her award tightly. (Oyuncu ödülünü sıkıca kavradı.)
- She clenched her lips together to keep from crying. (Ağlamamak için dudaklarını sıktı.)
- He clenched his fists in frustration. (Hayal kırıklığına uğradığında yumruklarını sıktı.)
- The hiker clenched the rope for support. (Yardım için ipi sıktı.)
- She clenched her heart when she saw the accident. (Kazayı görünce kalbini sıktı.)
- He clenched his stomach muscles for the sit-up exercise. (Mekik egzersizi için karın kaslarını sıktı.)
Türkçe Anlamı: Sıkıca kapatmak veya sıkmak, dişleri sıkmak.
- She clenched her fist in anger. (Öfkesiyle yumruğunu sıktı.)
- He clenched his teeth to keep from screaming. (Bağırmamak için dişlerini sıktı.)
- The baby clenched his tiny fists. (Bebek küçük yumruklarını sıktı.)
- She clenched the rope tightly. (İpi sıkıca kavradı.)
- He clenched his muscles before lifting the heavy weights. (Ağır ağırlıkları kaldırmadan önce kaslarını sıktı.)
- The cat clenched its claws in anticipation. (Kedi, heyecanla pençelerini sıktı.)
- She clenched her jaw to control her emotions. (Duygularını kontrol etmek için çenesini sıktı.)
- He clenched the steering wheel tightly. (Direksiyonu sıkıca kavradı.)
- The wrestler clenched his opponent in a tight grip. (Güreşçi rakibini sıkı bir kavrama ile tuttu.)
- She clenched her hand around the pencil. (Kalemi elinin içinde sıktı.)
- He clenched his eyes shut to avoid the bright light. (Parlak ışıktan kaçınmak için gözlerini sıktı.)
- The dog clenched its jaws on the bone. (Köpek kemiğe çenesini sıktı.)
- She clenched her stomach in pain. (Ağrıdan karın kaslarını sıktı.)
- He clenched his fist in determination. (Kararlılıkla yumruğunu sıktı.)
- The actress clenched her award tightly. (Oyuncu ödülünü sıkıca kavradı.)
- She clenched her lips together to keep from crying. (Ağlamamak için dudaklarını sıktı.)
- He clenched his fists in frustration. (Hayal kırıklığına uğradığında yumruklarını sıktı.)
- The hiker clenched the rope for support. (Yardım için ipi sıktı.)
- She clenched her heart when she saw the accident. (Kazayı görünce kalbini sıktı.)
- He clenched his stomach muscles for the sit-up exercise. (Mekik egzersizi için karın kaslarını sıktı.)
Hemen Yorum Yaz