Clavier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clavier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clavier

Clavier, klavye anlamına gelir. Birçok elektronik cihazda kullanılan bir donanım bileşenidir.

  1. I need to replace the clavier on my laptop. (Laptopumun klavyesini değiştirmem gerekiyor.)
  2. The clavier on this piano feels really smooth. (Bu piyanonun klavyesi gerçekten pürüzsüz hissediyor.)
  3. He typed the essay quickly on his clavier. (O, makalesini klavyesinde hızlıca yazdı.)
  4. The clavier layout is slightly different in French keyboards. (Fransız klavyelerinde klavye düzeni biraz farklıdır.)
  5. The clavier keys are easy to press. (Klavye tuşlarına basmak kolaydır.)
  6. She uses a wireless clavier with her computer. (Bilgisayarıyla kablosuz bir klavye kullanıyor.)
  7. The clavier settings can be adjusted in the control panel. (Klavye ayarları kontrol panelinde ayarlanabilir.)
  8. He is a fast typist on his clavier. (O, klavyesi üzerinde hızlı bir yazıcıdır.)
  9. The clavier keys are not working properly. (Klavye tuşları düzgün çalışmıyor.)
  10. She spilled coffee on her clavier and now it’s not working. (Kahveyi klavyesine döktü ve şimdi çalışmıyor.)
  11. The clavier shortcuts make my work faster. (Klavye kısayolları işimi hızlandırıyor.)
  12. I prefer a clavier with a numeric keypad. (Sayısal tuş takımı olan bir klavyeyi tercih ederim.)
  13. He uses a clavier protector to prevent dust and dirt. (Toz ve kirleri önlemek için bir klavye koruyucu kullanıyor.)
  14. The clavier on this computer is very noisy. (Bu bilgisayarın klavyesi çok gürültülü.)
  15. She learned how to touch type on a clavier. (Bir klavye üzerinde dokunmatik yazmayı öğrendi.)
  16. The clavier shortcut for copy is Ctrl + C. (Kopyalamak için klavye kısayolu Ctrl + C’dir.)
  17. He accidentally changed the clavier language to Spanish. (Klavye dilini yanlışlıkla İspanyolca’ya değiştirdi.)
  18. The clavier is an essential part of a computer. (Klavye bir bilgisayarın vazgeçilmez bir parçasıdır.)
  19. She prefers a clavier with backlit keys for typing in low light. (Düşük ışıkta yazmak için arkadan aydınlatmalı tuşlara sahip bir klavyeyi tercih eder.)
  20. The clavier is one of the most commonly used computer peripherals. (Klavye, en yaygın kullanılan bilgisayar çevre birimlerinden biridir.)

Keyboard

Keyboard da klavye anlamına gelir. Clavier ile aynı anlama gelir ancak daha yaygın kullanılır.

  1. The keys on my keyboard are sticky. (Klavyemdeki tuşlar yapış yapış.)
  2. I spilled water on my keyboard and now it’s not working. (Klavyeme su döktüm ve şimdi çalışmıyor.)
  3. The keyboard layout is different in European countries. (Avrupa ülkelerinde klavye düzeni farklıdır.)
  4. She types really fast on her keyboard. (O, klavyesi üzerinde gerçekten hızlı yazıyor.)
  5. I’m looking for a keyboard with a comfortable wrist rest. (Rahat bir bilek desteği olan bir klavye arıyorum.)
  6. He prefers a wireless keyboard for convenience. (Kolaylık için kablosuz bir klavyeyi tercih eder.)
  7. The keyboard shortcuts save me a lot of time. (Klavye kısayolları bana çok zaman kazandırıyor.)
  8. The keyboard on this laptop is very quiet. (Bu dizüstü bilgisayarın klavyesi çok sessiz.)
  9. She likes the feel of the keys on her mechanical keyboard. (Mekanik klavyesindeki tuşların hissini seviyor.)
  10. The keyboard settings can be adjusted in the control panel. (Klavye ayarları kontrol panelinde ayarlanabilir.)
  11. He’s using a keyboard cover to protect against spills. (Dökülmelere karşı koruma için bir klavye kapağı kullanıyor.)
  12. The keyboard has a built-in touchpad for mouse functions. (Klavye, fare işlevleri için dahili bir dokunmatik pede sahiptir.)
  13. She’s using a ergonomic keyboard to prevent wrist pain. (Bilek ağrısını önlemek için ergonomik bir klavye kullanıyor.)
  14. The keyboard shortcut for paste is Ctrl + V. (Yapıştırmak için klavye kısayolu Ctrl + V’dir.)
  15. He types with two fingers on the keyboard. (Klavye üzerinde iki parmakla yazıyor.)
  16. The keyboard is an essential component of a computer. (Klavye, bir bilgisayarın temel bileşenlerinden biridir.)
  17. She accidentally changed the keyboard language to Chinese. (Klavye dilini yanlışlıkla Çince’ye değiştirdi.)
  18. The keyboard has multimedia keys for easy access to music and videos. (Klavye, müzik ve videolara kolay erişim için çoklu ortam tuşlarına sahiptir.)
  19. I prefer a keyboard with a numeric keypad for data entry. (Veri girişi için sayısal tuş takımı olan bir klavyeyi tercih ederim.)
  20. The keyboard is used for inputting text and commands into a computer. (Klavye, bir bilgisayara metin ve komut girişi için kullanılır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.