Clap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Clap (Fiil) – Vurmak, Tokatlamak, Alkışlamak
- She clapped her hands in excitement. (Heyecanla ellerini birbirine vurdu.)
- He clapped his friend on the back. (Arkadaşının sırtına tokat attı.)
- The teacher asked the students to clap their hands. (Öğretmen öğrencilerinden alkışlamalarını istedi.)
- The audience clapped loudly at the end of the performance. (Seyirciler performansın sonunda yüksek sesle alkışladı.)
- She clapped her son’s face lightly to wake him up. (Oğlunun yüzüne hafifçe vurarak onu uyandırdı.)
- The coach clapped his hands to signal the players to come over. (Antrenör, oyuncuların yanına gelmek için ellerini birbirine vurdu.)
- The children were clapping along to the music. (Çocuklar müziğe eşlik ederek alkışlıyorlardı.)
- She clapped her hands over her mouth in surprise. (Şaşkınlıkla ağzını kapattı.)
- The mother clapped her hands in frustration at her child’s misbehavior. (Anne, çocuğunun davranışından dolayı hayal kırıklığına uğrayarak ellerini birbirine vurdu.)
- He clapped his hands to get the waiter’s attention. (Garsonun dikkatini çekmek için ellerini birbirine vurdu.)
- The drummer was clapping out the beat for the band. (Davulcu, gruba ritmi vurarak eşlik ediyordu.)
- The teacher clapped the erasers together to clean them. (Öğretmen, silgileri temizlemek için birbirine vurdu.)
- The mother clapped her hands in approval at her child’s drawing. (Anne, çocuğunun çizimine onaylayarak alkışladı.)
- The children were clapping in unison during the game. (Çocuklar oyun sırasında uyumlu bir şekilde alkışlıyorlardı.)
- She clapped her hands in excitement as she saw her favorite singer on stage. (En sevdiği şarkıcının sahnede olduğunu görünce heyecanla ellerini birbirine vurdu.)
- He clapped his hands to encourage his teammate. (Takım arkadaşını cesaretlendirmek için ellerini birbirine vurdu.)
- The audience started clapping along with the song. (Seyirciler şarkıya eşlik ederek alkışlamaya başladılar.)
- The teacher clapped the chalkboard erasers outside to remove the dust. (Öğretmen, tahtadan silgilerin üzerindeki tozu temizlemek için dışarıda birbirine vurdu.)
- She clapped her hands to stop the argument between her children. (Çocukları arasındaki tartışmayı durdurmak için ellerini birbirine vurdu.)
- The football fans clapped their team off the field after the game. (Futbol taraftarları, maçtan sonra takımlar
ı sahadan alkışladılar.)
Hemen Yorum Yaz