Clap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clap (Fiil) – Vurmak, Tokatlamak, Alkışlamak

  1. She clapped her hands in excitement. (Heyecanla ellerini birbirine vurdu.)
  2. He clapped his friend on the back. (Arkadaşının sırtına tokat attı.)
  3. The teacher asked the students to clap their hands. (Öğretmen öğrencilerinden alkışlamalarını istedi.)
  4. The audience clapped loudly at the end of the performance. (Seyirciler performansın sonunda yüksek sesle alkışladı.)
  5. She clapped her son’s face lightly to wake him up. (Oğlunun yüzüne hafifçe vurarak onu uyandırdı.)
  6. The coach clapped his hands to signal the players to come over. (Antrenör, oyuncuların yanına gelmek için ellerini birbirine vurdu.)
  7. The children were clapping along to the music. (Çocuklar müziğe eşlik ederek alkışlıyorlardı.)
  8. She clapped her hands over her mouth in surprise. (Şaşkınlıkla ağzını kapattı.)
  9. The mother clapped her hands in frustration at her child’s misbehavior. (Anne, çocuğunun davranışından dolayı hayal kırıklığına uğrayarak ellerini birbirine vurdu.)
  10. He clapped his hands to get the waiter’s attention. (Garsonun dikkatini çekmek için ellerini birbirine vurdu.)
  11. The drummer was clapping out the beat for the band. (Davulcu, gruba ritmi vurarak eşlik ediyordu.)
  12. The teacher clapped the erasers together to clean them. (Öğretmen, silgileri temizlemek için birbirine vurdu.)
  13. The mother clapped her hands in approval at her child’s drawing. (Anne, çocuğunun çizimine onaylayarak alkışladı.)
  14. The children were clapping in unison during the game. (Çocuklar oyun sırasında uyumlu bir şekilde alkışlıyorlardı.)
  15. She clapped her hands in excitement as she saw her favorite singer on stage. (En sevdiği şarkıcının sahnede olduğunu görünce heyecanla ellerini birbirine vurdu.)
  16. He clapped his hands to encourage his teammate. (Takım arkadaşını cesaretlendirmek için ellerini birbirine vurdu.)
  17. The audience started clapping along with the song. (Seyirciler şarkıya eşlik ederek alkışlamaya başladılar.)
  18. The teacher clapped the chalkboard erasers outside to remove the dust. (Öğretmen, tahtadan silgilerin üzerindeki tozu temizlemek için dışarıda birbirine vurdu.)
  19. She clapped her hands to stop the argument between her children. (Çocukları arasındaki tartışmayı durdurmak için ellerini birbirine vurdu.)
  20. The football fans clapped their team off the field after the game. (Futbol taraftarları, maçtan sonra takımlar

ı sahadan alkışladılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.