Clampdown İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clampdown İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clampdown

Clampdown kelimesi İngilizce bir fiil olup, sıkı bir şekilde kontrol etmek, kısıtlamak, baskı altına almak anlamlarına gelir. Aşağıda, kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe çevirileri yer almaktadır:

  1. The government has imposed a clampdown on social media to prevent the spread of false information. (Hükümet, yanlış bilginin yayılmasını önlemek için sosyal medya üzerinde sıkı bir kontrol uyguladı.)
  2. The police have launched a clampdown on illegal street racing. (Polis, yasa dışı sokak yarışlarına karşı bir baskı başlattı.)
  3. The company is facing a clampdown from regulatory authorities over its unethical practices. (Şirket, etik olmayan uygulamaları nedeniyle düzenleyici otoriteler tarafından sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.)
  4. The authorities have announced a clampdown on illegal immigration. (Yetkililer, yasadışı göçmenlik konusunda sıkı bir kontrol uygulayacaklarını duyurdular.)
  5. The government is planning to clampdown on tax evasion. (Hükümet, vergi kaçakçılığına karşı sıkı bir mücadele planlıyor.)
  6. The police have been instructed to clampdown on drug trafficking in the area. (Polis, bölgedeki uyuşturucu kaçakçılığına karşı sıkı bir şekilde mücadele etmeleri talimatını aldılar.)
  7. The company has imposed a clampdown on employee internet usage. (Şirket, çalışanların internet kullanımını sıkı bir şekilde kontrol etmeye başladı.)
  8. The government has announced a clampdown on hate speech. (Hükümet, nefret söylemleri konusunda sıkı bir mücadele başlatacaklarını duyurdular.)
  9. The authorities have imposed a clampdown on public gatherings due to the pandemic. (Yetkililer, pandemi nedeniyle halkın toplanmasını sıkı bir şekilde kontrol altına aldılar.)
  10. The police are planning a clampdown on drunk driving during the holiday season. (Polis, tatil sezonunda sarhoş araç kullanımına karşı bir baskı planlıyor.)
  11. The government is considering a clampdown on illegal logging in the country’s forests. (Hükümet, ülkenin ormanlarında yasa dışı ağaç kesimine karşı bir mücadele düşünüyor.)
  12. The company has implemented a clampdown on overtime work to improve employee work-life balance. (Şirket, çalışanların iş-yaşam dengesini düzeltmek için fazla mesai çalışmasına sıkı bir şekilde kısıtlama getirdi.)
  13. The authorities have imposed a clampdown on air pollution in the city. (Yetkililer, şehirdeki hava kirliliğine karşı sıkı bir şekilde mücadele ediyorlar.)
  14. The government has announced a clampdown on illegal fishing in the country’s waters. (H
  1. The police have launched a clampdown on pickpocketing in the tourist areas. (Polis, turistik bölgelerdeki çanta hırsızlığına karşı bir baskı başlattı.)
  2. The company has implemented a clampdown on confidential information leaks. (Şirket, gizli bilgi sızıntılarına karşı sıkı bir kontrol uyguladı.)
  3. The government has imposed a clampdown on public smoking to promote a healthier lifestyle. (Hükümet, daha sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmek için kamusal alanlarda sigara içme yasağı getirdi.)
  4. The authorities have announced a clampdown on illegal dumping of waste in the city. (Yetkililer, şehirdeki yasadışı çöp atma konusunda sıkı bir mücadele başlattılar.)
  5. The police have been instructed to clampdown on vandalism in the city center. (Polis, şehir merkezindeki vandalizme karşı sıkı bir şekilde mücadele etmeleri talimatını aldılar.)
  6. The company has implemented a clampdown on use of company resources for personal use. (Şirket, çalışanların kişisel amaçlarla şirket kaynaklarını kullanmasına sıkı bir şekilde kısıtlama getirdi.)

Overall, clampdown is a term used to describe a strict control or limitation on a particular activity or behavior. It is commonly used in a variety of contexts such as government regulations, law enforcement, workplace policies, and public safety measures.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.