Chooser İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chooser İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chooser (Seçici) Nedir?

Chooser, bir seçim yapmak veya bir seçenek arasından seçmek için kullanılan bir kelime olarak kullanılır. Birçok farklı bağlamda kullanılabilir, örneğin bir şeyi seçmek için bir programda kullanılabilir veya bir karar vermek için kişisel olarak kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. I am the chooser of my own destiny. (Ben kendi kaderimin seçicisiyim.)
2. The chooser has the power to decide. (Seçici karar verme gücüne sahiptir.)
3. The chooser must weigh the pros and cons before making a decision. (Seçici bir karar vermeden önce artıları ve eksileri tartmalıdır.)
4. The chooser selected the blue shirt over the green one. (Seçici, yeşil olan yerine mavi gömleği seçti.)
5. The chooser had a difficult time deciding between the two options. (Seçici iki seçenek arasında karar vermek için zorlandı.)
6. As the chooser, you have the final say in the matter. (Seçici olarak, konuda son söz sizindir.)
7. The chooser must consider the needs of others before making a decision. (Seçici bir karar vermeden önce diğerlerinin ihtiyaçlarını düşünmelidir.)
8. The chooser is responsible for the consequences of their decision. (Seçici, kararının sonuçlarından sorumludur.)
9. The chooser selected the best candidate for the job. (Seçici iş için en iyi adayı seçti.)
10. The chooser must take into account all the available options before making a decision. (Seçici bir karar vermeden önce tüm mevcut seçenekleri dikkate almalıdır.)
11. The chooser decided to go with the more affordable option. (Seçici daha ekonomik seçeneği tercih etmeye karar verdi.)
12. The chooser was presented with three different choices. (Seçiciye üç farklı seçenek sunuldu.)
13. The chooser had to make a decision quickly due to time constraints. (Seçici, zaman kısıtlamaları nedeniyle hızlı bir şekilde karar vermek zorunda kaldı.)
14. The chooser consulted with others before making a final decision. (Seçici, son kararını vermeden önce diğerleriyle danıştı.)
15. The chooser weighed the risks and benefits before making a decision. (Seçici, bir karar vermeden önce riskleri ve faydaları tarttı.)
16. The chooser had a difficult time deciding which restaurant to go to. (Seçici, hangi restorana gitmeleri gerektiği konusunda zorlandı.)
17. The chooser chose the healthier option over the more indulgent one. (Seçici, daha sağlıklı olanını daha fazla şımartıcı olandan seçti.)
18. The chooser was faced with a difficult ethical decision. (Seçici, zor bir etik kararla karşı karşıya kaldı.)
19. The chooser decided to take a chance and

19. pursue their passion instead of choosing a safer career path. (Seçici, daha güvenli bir kariyer yolunu seçmek yerine tutkularını takip etmeye karar verdi.)
20. The chooser realized that sometimes the best choice is not always the easiest one. (Seçici, bazen en iyi seçimin her zaman en kolayı olmadığını fark etti.)

(Türkçe çeviriler koyu ve yeşil renkte yazılmıştır.)