Choke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Choke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Choke ile İlgili Cümleler

Choke, Türkçe’de “boğmak, nefes darlığı yaşamak” gibi anlamlara gelir. İşte, “choke” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

1. I almost choked on my food when I heard the news. (Haberleri duyduğumda neredeyse yiyeceğim boğazıma dizildi.)
2. The smoke from the fire made me choke. (Yangının dumanı beni boğdu.)
3. He choked back his tears and tried to stay strong. (Gözyaşlarını tutmaya çalıştı ve güçlü kalmaya çalıştı.)
4. The wrestler managed to choke his opponent into submission. (Güreşçi rakibini boyun kırmaya zorladı.)
5. The car’s engine started to choke and sputter. (Arabanın motoru boğulmaya ve tıkırtı yapmaya başladı.)
6. She felt a tightness in her chest and started to choke. (Göğsünde sıkışma hissetti ve boğulmaya başladı.)
7. The audience was left gasping and choking on the magician’s final trick. (İzleyiciler sihirbazın son numarasında nefeslerini tutup boğuldu.)
8. He tried to choke back his anger but failed. (Öfkesini bastırmaya çalıştı ama başarısız oldu.)
9. The city was choked with traffic during rush hour. (Yoğun saatlerde şehir trafikten boğuldu.)
10. The suspect claimed that the police officer tried to choke him during the arrest. (Şüpheli, polis memurunun tutuklama sırasında onu boğmaya çalıştığını iddia etti.)
11. The child was choking on a piece of candy and had to be rushed to the hospital. (Çocuk bir şeker parçasına boğuluyordu ve hemen hastaneye götürüldü.)
12. The company’s growth was choked by bureaucracy and red tape. (Şirketin büyümesi bürokrasi ve kırmızı bantla boğuldu.)
13. She was so nervous during the speech that her words choked in her throat. (Konuşma sırasında o kadar sinirliydi ki kelimeleri boğazına dizildi.)
14. The team’s offense was choked by the opposing team’s defense. (Takımın hücumu rakip takımın savunması tarafından boğuldu.)
15. The singer choked on a high note during the performance. (Şarkıcı, performans sırasında yüksek notta boğuldu.)
16. The river was choked with debris after the storm. (Fırtına sonrası nehir enkazla boğulmuştu.)
17. She tried to scream for help, but the smoke choked her voice. (Yardım için bağırmaya çalıştı, ama duman sesini boğdu.)
18. The company’s profits were choked by high taxes and operating costs. (Şirketin karı yüksek vergiler ve işletme maliyetleriyle boğuldu.)
19. The

19. The athlete was disqualified for attempting to choke his opponent during the match. (Sporcu, maç sırasında rakibini boğmaya çalıştığı için diskalifiye edildi.)
20. The traffic jam caused by the accident choked the entire highway. (Kaza nedeniyle oluşan trafik tıkanıklığı tüm otoyolu boğdu.)

Bu cümlelerde “choke” kelimesi hem fiil olarak hem de isim olarak kullanılmıştır. “Choke” fiili, bir şeyin boğazınıza kaçması, nefes almanızı zorlaştırması veya engellemesi anlamında kullanılırken, isim olarak kullanıldığında boğazınıza giren bir şey anlamında kullanılmaktadır.