Chivalrous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chivalrous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chivalrous

Chivalrous, Türkçe karşılığı “şövalyece” olan bir sıfattır. Bu kelime, bir erkeğin özellikle kadınlara karşı nezaketli, cömert ve saygılı davranması anlamını taşır. Ayrıca, genellikle orta çağ şövalyelerinin sahip olduğu özelliklerden biri olarak tanımlanır.

İşte Chivalrous kelimesinin kullanılabileceği 20 örnek cümle:

  1. John’s chivalrous behavior towards women is truly admirable. (John’un kadınlara karşı şövalyeliği gerçekten takdire şayan.)
  2. The knight’s chivalrous actions saved the princess from danger. (Şövalyenin şövalyelikle yaptığı eylemler prensesi tehlikeden kurtardı.)
  3. It’s important to be chivalrous in both words and actions towards everyone. (Herkese karşı sözlerde ve eylemlerde şövalyeliği korumak önemlidir.)
  4. He was so chivalrous that he always opened the door for his girlfriend. (O kadar şövalyeydi ki her zaman kız arkadaşı için kapıyı açardı.)
  5. The chivalrous knight never let a lady carry her own bags. (Şövalye her zaman bir hanımın kendi çantasını taşımasına izin vermezdi.)
  6. The chivalrous man offered his coat to the shivering woman. (Şövalye gibi davranan adam titreyen kadına ceketini önerdi.)
  7. A chivalrous man never speaks ill of a woman, even if she is his enemy. (Bir şövalye gibi davranan adam, kadın hakkında kötü konuşmaz, hatta düşmanı bile olsa.)
  8. The chivalrous gesture of holding the door open for a lady is still appreciated today. (Bir hanım için kapıyı açmak gibi şövalyece jestler bugün hala takdir ediliyor.)
  9. She appreciated his chivalrous behavior and fell in love with him. (Onun şövalyece davranışlarını takdir etti ve ona aşık oldu.)
  10. The chivalrous knight always put the needs of others before his own. (Şövalye her zaman kendi ihtiyaçlarının önünde diğerlerinin ihtiyaçlarını düşünürdü.)
  11. The chivalrous man stood up to defend the honor of his lady. (Şövalye gibi davranan adam, hanımının onurunu savunmak için ayağa kalktı.)
  12. The chivalrous gesture of offering his hand to help her up from the ground was greatly appreciated. (Yerden kalkmasına yardımcı olmak için elini uzatmak gibi şövalyece jestler takdirle karşılanır.)
  13. His chivalrous manners impressed her parents and they approved of him as a suitor. (Onun şövalyeliği ebeveynlerini etkiledi ve bir talip olarak onayladılar.)
  14. The chivalrous knight was always ready to defend the
  1. Chivalrous behavior is not limited to men; women can also display chivalry towards others. (Şövalyeli davranışlar sadece erkeklere özgü değildir; kadınlar da diğer insanlara karşı şövalyelik sergileyebilirler.)
  2. The chivalrous act of walking a lady to her car at night is a small gesture but can make a big difference. (Hanımının arabasına gece yürüyerek eşlik etmek gibi şövalyece bir hareket küçük bir jest olsa da büyük bir fark yaratabilir.)
  3. The chivalrous knight was known for his bravery and honor on the battlefield. (Şövalye savaş alanında cesareti ve onuruyla tanınırdı.)
  4. His chivalrous behavior made her feel valued and respected. (Onun şövalyeli davranışları onu değerli ve saygın hissettirdi.)
  5. The chivalrous man offered to pay for the dinner, even though it was her turn. (Şövalyeliğin gereği olarak, yemeği o ödemesi gerekirken, adam ödemeyi teklif etti.)
  6. Chivalrous behavior is a timeless quality that should be appreciated and upheld. (Şövalyeli davranışlar zamanın ötesinde bir niteliktir ve takdir edilmeli ve korunmalıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.