Chaste İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Chaste
Chaste, Türkçe anlamıyla “namuslu, iffetli, temiz” anlamlarına gelir.
İşte 20 örnek cümle:
- She is known for her chaste lifestyle. (O, iffetli yaşamıyla tanınır.)
- The young woman remained chaste until marriage. (Genç kadın evlenene kadar namuslu kaldı.)
- He made a promise to live a chaste life. (Namussuz bir hayat yaşamayı vaat etti.)
- The church preaches the importance of leading a chaste life. (Kilise, iffetli yaşamanın önemini vaaz ediyor.)
- She wore a chaste white gown for her wedding. (Düğününde namuslu bir beyaz elbise giydi.)
- The novel portrays a chaste romance between two characters. (Roman, iki karakter arasında temiz bir aşkı anlatıyor.)
- Chaste behavior is important in many cultures. (Pek çok kültürde iffetli davranış önemlidir.)
- The nuns lived a chaste life in the convent. (Rahibeler manastırda namuslu bir hayat yaşadılar.)
- The movie had a chaste ending. (Film temiz bir sona sahipti.)
- He admired her chaste beauty. (Onun namuslu güzelliğini takdir etti.)
- The couple decided to remain chaste until marriage. (Çift, evlenene kadar namuslu kalmaya karar verdi.)
- She has a chaste personality and doesn’t engage in gossip. (Onun namuslu bir kişiliği var ve dedikodu yapmaz.)
- The chaste love story is a common theme in literature. (Temiz aşk hikayesi, edebiyatta yaygın bir tema.)
- The knight promised to remain chaste while on his quest. (Şövalye, arayışı sırasında namuslu kalmayı söz verdi.)
- She took a vow of chaste celibacy. (O, namuslu bir bekaret yemini etti.)
- The play depicted a chaste relationship between the two protagonists. (Oyun, iki kahraman arasında temiz bir ilişkiyi tasvir ediyordu.)
- The society values chaste behavior in women. (Toplum, kadınlarda namuslu davranışı önemser.)
- The purity ring symbolizes a commitment to a chaste lifestyle. (Safiyet yüzüğü, namuslu bir yaşama taahhüdü simgeler.)
- The chaste protagonist resists the temptations of the devil. (Namuslu kahraman, şeytanın cazibelerine karşı koyar.)
- She was praised for her chaste conduct during the scandal. (Skandal sırasında namuslu davranışı nedeniyle övüldü.)
- The chaste monk spent his days in prayer and meditation. (Namuslu rahip, günlerini dua ve meditasyonla geçirdi.)
- The chaste atmosphere of the church provided a sense of peace. (Kilisenin namuslu atmosferi huzur hissi sağladı.)
- The purity of the chaste love story was refreshing in a world of scandals. (Namuslu aşk hikayesinin saflığı, skandallarla dolu bir dünyada tazeleyiciydi.)
- The chaste queen was revered for her modesty and virtue. (Namuslu kraliçe, alçakgönüllülüğü ve erdemi nedeniyle saygı gördü.)
- The chaste lifestyle was a core value of their religious beliefs. (Namuslu yaşam tarzı, dini inançlarının temel değeriydi.)
- The chaste image of the virgin Mary is celebrated in many cultures. (Namussuz Meryem’in temiz imajı, pek çok kültürde kutlanıyor.)
- The chaste knight refused to engage in immoral behavior. (Namuslu şövalye, ahlaksız davranışlara katılmayı reddetti.)
- The chaste bride wore a modest dress to her wedding. (Namuslu gelin, düğününde mütevazi bir elbise giydi.)
- The chaste protagonist’s moral code guided his actions throughout the story. (Namuslu kahramanın ahlaki kodu, hikayenin tamamında eylemlerine rehberlik etti.)
- The chaste love between the two characters was a refreshing change from the usual Hollywood romance. (İki karakter arasındaki namuslu aşk, tipik Hollywood aşklarından farklı ve tazeleyiciydi.)
Hemen Yorum Yaz