Charlatan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Charlatan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Charlatan

Charlatan, dolandırıcı veya sahte bir kişiyi ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Bu kişi genellikle sahte bir uzmanlık veya yetenek iddia eder ve bu iddialarını kullanarak insanları aldatır.

Örnek cümleler:

  1. The man who claimed to be a doctor turned out to be a charlatan. (Doktor olduğunu iddia eden adam bir dolandırıcı çıktı.)
  2. She exposed the charlatan who was selling fake medicine. (Sahte ilaç satan dolandırıcıyı ortaya çıkardı.)
  3. The charlatan claimed to be a psychic and promised to predict people’s futures. (Dolandırıcı, bir medyum olduğunu iddia etti ve insanların geleceklerini öngörmeyi vaat etti.)
  4. He was exposed as a charlatan when his fraudulent practices were uncovered. (Sahtekarlıkları ortaya çıktığında bir dolandırıcı olarak açığa çıktı.)
  5. The charlatan convinced many people to invest in his fake business. (Dolandırıcı, sahte işine yatırım yapmaları için birçok insanı ikna etti.)
  6. She fell victim to a charlatan who claimed to be a spiritual healer. (Ruhsal bir iyileştirici olduğunu iddia eden bir dolandırıcının kurbanı oldu.)
  7. The charlatan promised to cure people’s illnesses with his fake remedies. (Sahte çözümleriyle insanların hastalıklarını iyileştirmeyi vaat eden dolandırıcı.)
  8. He was exposed as a charlatan after his lies were uncovered. (Yalanları ortaya çıktıktan sonra bir dolandırıcı olarak açığa çıktı.)
  9. The charlatan claimed to be able to communicate with the dead. (Dolandırıcı, ölülerle iletişim kurabildiğini iddia etti.)
  10. She was scammed by a charlatan who promised to provide her with a job. (Bir iş sağlayacağını vaat eden bir dolandırıcı tarafından dolandırıldı.)
  11. The charlatan tricked people into buying his useless products. (İnsanları, kullanışsız ürünlerini satın almaya kandıran dolandırıcı.)
  12. He posed as a charlatan and fooled many people with his fake magic tricks. (Sahte sihir numaralarıyla birçok insanı kandıran dolandırıcı gibi davrandı.)
  13. The charlatan convinced people to give him their money in exchange for his fake promises. (Sahte vaatleri karşılığında insanları parasını vermesi konusunda ikna etti.)
  14. She realized that the so-called expert was nothing but a charlatan. (Sözde uzmanın sadece bir dolandırıcı olduğunu fark etti.)
  15. The charlatan claimed to have a secret formula that could cure any disease. (Herhangi bir hastalığı iyileştirebilecek gizli bir formülü olduğunu iddia eden dolandırıcı.)
  16. He was arrested for his role as a charlatan in a large
  1. fraud scheme. (Büyük bir dolandırıcılık planındaki rolü nedeniyle dolandırıcı olarak tutuklandı.)
  2. The charlatan promised to teach people how to become rich quickly with his fake investment strategies. (Sahte yatırım stratejileriyle insanların hızlı bir şekilde zengin olmayı öğrenebileceğini vaat eden dolandırıcı.)
  3. She warned her friends about the charlatan who was trying to scam them. (Arkadaşlarını dolandırmaya çalışan dolandırıcı hakkında arkadaşlarını uyardı.)
  4. The charlatan’s lies caught up with him and he was eventually exposed. (Dolandırıcının yalanları ona yetişti ve sonunda ortaya çıktı.)

(Türkçe anlamlar için lütfen cümlelerin başındaki sayıya bakınız.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.