Certainty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Certainty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Certainty (kesinlik) Nedir?

Certainty, bir şeyin kesin, emin ya da güvenilir olduğu anlamına gelir. Bir durumun veya sonucun gerçekleşeceğinden emin olmak, belirsizliği ortadan kaldırmak anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I can say with certainty that he will be here in an hour. (Kesinlikle söyleyebilirim ki, bir saat içinde burada olacak.)
2. She spoke with great certainty about her plans for the future. (Gelecek planları hakkında büyük bir kesinlikle konuştu.)
3. There is no certainty that it will rain tomorrow. (Yarın yağmur yağacağına dair kesin bir şey yok.)
4. The scientist expressed certainty that the experiment would be successful. (Bilim adamı deneyin başarılı olacağına dair kesinlikle ifade etti.)
5. The company needs certainty before it can invest in the project. (Şirket, projeye yatırım yapmadan önce kesinlik gerekiyor.)
6. I can’t predict the future with certainty. (Geleceği kesinlikle tahmin edemem.)
7. There is a high degree of certainty that he will win the election. (Seçimi kazanacağına dair yüksek bir kesinlik var.)
8. She approached the situation with certainty and confidence. (Duruma kesinlik ve güvenle yaklaştı.)
9. The lawyer expressed certainty that his client would be acquitted. (Avukat, müvekkilinin beraat edeceğine dair kesinliğini ifade etti.)
10. The scientists are seeking greater certainty in their research. (Bilim adamları araştırmalarında daha büyük bir kesinlik arıyorlar.)
11. There is a lack of certainty about the cause of the accident. (Kazanın nedeni konusunda bir kesinlik yok.)
12. The company needs certainty before making a decision about the merger. (Birleşme hakkında karar vermeden önce şirketin kesinlik ihtiyacı var.)
13. I can say with a degree of certainty that he will be promoted soon. (Yakında terfi edeceğine dair bir kesinlikle söyleyebilirim.)
14. There is a sense of certainty that comes with experience. (Deneyimle birlikte bir kesinlik hissi gelir.)
15. The company needs certainty before it can commit to a long-term strategy. (Uzun vadeli bir stratejiye taahhüt etmeden önce şirketin kesinliğe ihtiyacı var.)
16. He spoke with certainty about his knowledge of the subject. (Konu hakkındaki bilgisine kesinlikle konuştu.)
17. There is no certainty that the project will be completed on time. (Projenin zamanında tamamlanacağına dair kesin bir şey yok.)
18. The report provides some degree of certainty about the company’s financial position. (Rapor, şirketin mali durumu hakkında bir dereceye kadar kesinlik sağlıyor.)
19. The athlete approached the competition with certainty and determination. (Sporcu yarışmaya kesinlik ve kararlılıkla yaklaştı.)
20. The research provides a high degree of certainty about the effectiveness of the new drug. (Araştırma, yeni ilacın etkililiği hakkında yüksek bir kesinlik sağlıyor.)
21. There is a great deal of uncertainty about the outcome of the negotiations. (Müzakerelerin sonucu hakkında büyük bir belirsizlik var.)
22. She expressed certainty that the company would meet its targets for the year. (Şirketin yıl sonu hedeflerine ulaşacağına dair kesinliğini ifade etti.)
23. The company needs certainty before it can make a major investment. (Büyük bir yatırım yapmadan önce şirketin kesinliğe ihtiyacı var.)