Censor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Censor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Censor (fiil) – Sansürlemek, kesmek, kırpma yapmak

1. The government censors any news that doesn’t fit their narrative. (Hükümet, hikayelerine uymayan haberleri sansürler.)
2. The movie had to be censored before it could be released in that country. (Film, o ülkede yayınlanmadan önce sansürlenmek zorundaydı.)
3. They censored the scene where the violence was particularly graphic. (Şiddetin özellikle grafik olduğu sahne sansürlendi.)
4. The author had to censor some of the language in the book to make it suitable for a younger audience. (Yazar, kitabındaki bazı dili sansürlemek zorunda kaldı, böylece daha genç bir kitle için uygun hale getirdi.)
5. The school censored the student newspaper to remove any controversial topics. (Okul, tartışmalı konuları çıkarmak için öğrenci gazetesini sansürledi.)
6. The military censored all letters sent by soldiers to prevent any sensitive information from being leaked. (Askerler tarafından gönderilen tüm mektuplar, hassas bilgilerin sızmasını önlemek için sansürlendi.)
7. The TV show had to be censored because of its explicit content. (TV şovu, açık içerik nedeniyle sansürlenmek zorunda kaldı.)
8. The government censors the internet to control what information is available to its citizens. (Hükümet, vatandaşlarına hangi bilgilerin sunulduğunu kontrol etmek için interneti sansürler.)
9. The book was censored in some countries because of its political views. (Kitap, siyasi görüşleri nedeniyle bazı ülkelerde sansürlendi.)
10. The magazine had to censor the cover photo because it was too provocative. (Dergi, kapak fotoğrafını çok provokatif olduğu için sansürlemek zorunda kaldı.)
11. The radio station censored the song lyrics to make them suitable for broadcast. (Radyo istasyonu, şarkı sözlerini yayınlanmaya uygun hale getirmek için sansürledi.)
12. The government censors all films that criticize the regime. (Hükümet, rejimi eleştiren tüm filmleri sansürlüyor.)
13. The art exhibit was censored because some of the pieces were deemed offensive. (Sanat sergisi, bazı parçalarının saldırgan olduğu düşünüldüğü için sansürlendi.)
14. The news article was censored to protect the identity of a confidential source. (Gizli bir kaynağın kimliğini korumak için haber makalesi sansürlendi.)
15. The TV channel censored the live broadcast to prevent any profanity from being aired. (TV kanalı, uygunsuz sözlerin yayınlanmasını önlemek için canlı yayını sansürledi.)
16. The government censors all books imported from other countries. (Hükümet, diğer ülkelerden ithal edilen tüm kitapları sansürler.)
17. The school newspaper was censored to remove any negative comments about the administration. (

Okul gazetesi, yönetim hakkında herhangi olumsuz yorumu çıkarmak için sansürlendi.)
18. The website was censored for promoting hate speech. (Web sitesi, nefret söylemini teşvik ettiği için sansürlendi.)

19. The documentary had to be censored to comply with broadcasting regulations. (Belgesel, yayın düzenlemelerine uygun olmak için sansürlenmek zorundaydı.)
20. The artist refused to have his work censored, even if it meant not being able to display it in certain countries. (Sanatçı, eserinin sansürlenmesine izin vermek istemedi, bazı ülkelerde sergileyememesi bile bu anlama geliyordu.)