Cave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cave (Mağara)
Cave, doğal veya insan yapımı bir boşluğa verilen addır. Mağaralar, buzullar, volkanik tüf kayaçları ve kireçtaşı kayalıklarında oluşabilirler.
Örnek cümleler:
- The cave was filled with beautiful stalactites and stalagmites. (Mağara, güzel dikit ve sarkıtlarla doluydu.)
- The boys explored the dark cave with flashlights. (Çocuklar el fenerleriyle karanlık mağarayı keşfettiler.)
- The cave paintings were incredibly well-preserved. (Mağara resimleri inanılmaz derecede iyi korunmuştu.)
- The cave was so narrow that they had to crawl to get through it. (Mağara o kadar dar idi ki, içinden geçmek için sürünmek zorunda kaldılar.)
- The cave system stretched for miles under the mountain. (Mağara sistemi dağın altında mil uzanıyordu.)
- The bats hibernated in the cave during the winter. (Yarasalar kışın mağarada uykuda kalırlar.)
- The explorers found ancient artifacts inside the cave. (Kaşifler mağaranın içinde antik eserler buldular.)
- The cave was used as a hiding place during the war. (Mağara savaş sırasında saklanma yeri olarak kullanıldı.)
- The tour guide led us through the cave, pointing out interesting rock formations along the way. (Rehber bizi mağaranın içinden gezdirdi, yol boyunca ilginç kaya oluşumlarını gösterdi.)
- The water inside the cave was icy cold. (Mağaranın içindeki su buz gibi soğuktu.)
- The cave was pitch black and silent. (Mağara tamamen karanlık ve sessizdi.)
- The cave was discovered by a group of spelunkers. (Mağara, bir grup mağara gezgini tarafından keşfedildi.)
- The cave was inhabited by ancient humans thousands of years ago. (Mağara binlerce yıl önce antik insanlar tarafından iskan ediliyordu.)
- The cave was used as a location for a movie. (Mağara bir film için bir mekan olarak kullanıldı.)
- The cave floor was covered in a layer of soft moss. (Mağara zemini yumuşak bir yosun tabakası ile kaplıydı.)
- The cave was carved out of the limestone by underground rivers. (Mağara yeraltı nehirleri tarafından kireçtaşından oyulmuştu.)
- The cave was home to many species of insects and small animals. (Mağara birçok böcek ve küçük hayvan türüne ev sahipliği yapıyordu.)
- The cave was closed to visitors due to dangerous conditions. (Tehlikeli koşullar nedeniyle mağara ziyaretçilere kapalıydı.)
- The cave was decorated with colorful lighting for a special event. (Özel bir etkinlik için mağara renkli aydınlatmayla dekore edil
- The cave diving expedition required specialized equipment and training. (Mağara dalışı ekspedisyonu özel ekipman ve eğitim gerektiriyordu.)
Turkish translations:
- Mağara, güzel dikit ve sarkıtlarla doluydu.
- Çocuklar el fenerleriyle karanlık mağarayı keşfettiler.
- Mağara resimleri inanılmaz derecede iyi korunmuştu.
- Mağara o kadar dar idi ki, içinden geçmek için sürünmek zorunda kaldılar.
- Mağara sistemi dağın altında mil uzanıyordu.
- Yarasalar kışın mağarada uykuda kalırlar.
- Kaşifler mağaranın içinde antik eserler buldular.
- Mağara savaş sırasında saklanma yeri olarak kullanıldı.
- Rehber bizi mağaranın içinden gezdirdi, yol boyunca ilginç kaya oluşumlarını gösterdi.
- Mağaranın içindeki su buz gibi soğuktu.
- Mağara tamamen karanlık ve sessizdi.
- Mağara, bir grup mağara gezgini tarafından keşfedildi.
- Mağara binlerce yıl önce antik insanlar tarafından iskan ediliyordu.
- Mağara bir film için bir mekan olarak kullanıldı.
- Mağara zemini yumuşak bir yosun tabakası ile kaplıydı.
- Mağara yeraltı nehirleri tarafından kireçtaşından oyulmuştu.
- Mağara birçok böcek ve küçük hayvan türüne ev sahipliği yapıyordu.
- Tehlikeli koşullar nedeniyle mağara ziyaretçilere kapalıydı.
- Özel bir etkinlik için mağara renkli aydınlatmayla dekore edildi.
- Mağara dalışı ekspedisyonu özel ekipman ve eğitim gerektiriyordu.
Hemen Yorum Yaz