Canvass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Canvass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Canvass İle İlgili Cümleler

Canvass, seçim sırasında oy toplama, anket yapma, propaganda yapma gibi faaliyetlerde kullanılan bir terimdir.

  1. We need to canvass the neighborhood to get support for the upcoming election. (Yaklaşan seçim için destek almak için mahalleyi dolaşmamız gerekiyor.)
  2. The candidate is canvassing door-to-door to get more votes. (Aday, daha fazla oy almak için kapı kapı dolaşıyor.)
  3. We will canvass the community to get opinions on the proposed changes. (Önerilen değişiklikler hakkında fikirleri almak için topluluğu dolaşacağız.)
  4. Canvassing is an important part of any political campaign. (Canvass, herhangi bir siyasi kampanyanın önemli bir parçasıdır.)
  5. The canvassers went to great lengths to get people to sign their petition. (Canvass çalışanları, insanları dilekçelerine imza atmaya ikna etmek için büyük çaba sarf ettiler.)
  6. The candidates are both canvassing the city trying to get more support. (Adaylar, daha fazla destek almak için şehri dolaşıyorlar.)
  7. We need to canvass different neighborhoods to get a broad range of opinions. (Farklı mahalleleri dolaşarak geniş bir fikir yelpazesi elde etmeliyiz.)
  8. Canvassing is a way to reach out to voters and get them to participate in the democratic process. (Canvass, seçmenlere ulaşmanın ve demokratik sürece katılmalarını sağlamanın bir yoludur.)
  9. The canvassers were met with both support and opposition as they went door-to-door. (Canvass çalışanları, kapı kapı dolaştıkça hem destek hem de karşıtlıkla karşılaştılar.)
  10. The campaign manager has organized a team to canvass the entire state. (Kampanya yöneticisi, tüm eyaleti dolaşacak bir takım oluşturdu.)
  11. Canvassing can help identify important issues and concerns among voters. (Canvass, seçmenler arasında önemli konuları ve endişeleri tespit etmeye yardımcı olabilir.)
  12. The candidates are focusing their canvassing efforts on swing states. (Adaylar, canvass çalışmalarını swing eyaletlerine odaklıyorlar.)
  13. The canvassers were trained to answer questions and provide information about the candidate’s platform. (Canvass çalışanları, adayın platformu hakkında soruları cevaplamak ve bilgi sağlamak için eğitildi.)
  14. Canvassing is a way to engage with voters and build relationships with them. (Canvass, seçmenlerle etkileşim kurmanın ve ilişki kurmanın bir yoludur.)
  15. The campaign is using technology to make canvassing more efficient. (Kampanya, canvass çalışmalarını daha verimli hale getirmek için teknoloji kullanıyor.)
  16. Canvassing is a way to get feedback from

voters on the candidate’s messaging and campaign strategy. (Canvass, seçmenlerden adayın mesajı ve kampanya stratejisi hakkında geri bildirim almanın bir yoludur.)
17. The canvassers were instructed to be polite and respectful when talking to voters. (Canvass çalışanlarına, seçmenlerle konuşurken nazik ve saygılı olmaları talimatı verildi.)

  1. Canvassing is a crucial part of building a grassroots campaign. (Canvass, temel seçmenlerle ilişki kurmanın kritik bir parçasıdır.)
  2. The candidates have different approaches to canvassing, with one focusing on social media and the other on traditional methods. (Adaylar, biri sosyal medya, diğeri geleneksel yöntemlere odaklanarak canvass çalışmalarına farklı yaklaşımlar sergiliyorlar.)
  3. Canvassing requires a lot of hard work and dedication, but it can pay off with increased voter turnout and support for the candidate. (Canvass, çok çalışma ve özveri gerektirse de, artan seçmen katılımı ve adaya destek sağlayabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.