Bugger İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bugger İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bugger İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Kullanımına bağlı olarak argo ve küfürlü anlamları olan bir İngilizce kelime.

  1. My phone died right before my presentation, bugger!

    (Telefonum sunumumdan hemen önce bozuldu, lanet olsun!)
  2. I forgot my keys again, bugger it all.

    (Yine anahtarlarımı unuttum, her şeyi mahvettim.)
  3. He’s a bit of a bugger when it comes to punctuality.

    (Zamanında gelme konusunda biraz sorunlu.)
  4. Don’t be such a bugger, help me move this couch.

    (Lütfen yardım et, bu koltuğu taşıyalım.)
  5. I can’t believe I lost my wallet, bugger me.

    (Cüzdanımı kaybettiğime inanamıyorum, beni mahvetti.)
  6. That exam was a real bugger, I don’t think I passed.

    (Sınav gerçekten zordu, geçtiğimi sanmıyorum.)
  7. Bugger off, I don’t want to talk to you right now.

    (Defol, şu anda seninle konuşmak istemiyorum.)
  8. He’s a crafty bugger, always finding a way to get what he wants.

    (Kurnaz biri, her zaman istediğini elde etmenin bir yolunu bulur.)
  9. Bugger that noise, I’m trying to concentrate.

    (Bu gürültüye lanet olsun, konsantre olmaya çalışıyorum.)
  10. That’s a bugger of a problem, we’ll need some help to solve it.

    (Bu sorun gerçekten zor, çözmek için yardıma ihtiyacımız olacak.)
  11. The traffic is a bugger this time of day, we should have left earlier.

    (Bu saatte trafik çok yoğun, daha erken çıkmalıydık.)
  12. I can’t believe he did that, what a bugger.

    (Bunu yaptığına inanamıyorum, ne rezil biri.)
  13. I’m not going to be able to finish this by tomorrow, bugger it.

    (Yarına kadar bunu bitiremeyeceğim, lanet olsun.)
  14. You’re being a right bugger today, what’s your problem?

    (Bugün gerçekten itici davranıyorsun, sorunun ne?)
  15. That’s a bugger of a job, I wouldn’t want to do it.

    (Bu iş gerçekten zor, ben yapmak istemezdim.)
  16. He’s a cheeky bugger, always making jokes at other people’s expense.

    (Yüzsüz biri, her zaman başkalarının zararına şaka yapıyor.)
  17. Bugger this for a game of soldiers, I’m going home.

    (Bu işe lanet olsun, eve gidiy
  1. I can’t find my passport, bugger it all to hell!

    (Pasaportumu bulamıyorum, her şeyi cehenneme kadar mahvettim!)
  2. Bugger the rules, we’re going to do it our way.

    (Kurallara lanet olsun, biz kendi yolumuzla yapacağız.)
  3. He’s a sly bugger, always up to something sneaky.

    (Kurnaz biri, her zaman bir şeylerin peşinde.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.