Buckle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Buckle İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Toka, bağlantı elemanı
Örnek Cümleler:
- She fastened the buckle on her belt. (Kemerindeki toka bağlantısını taktı.)
- The buckle on his shoes was broken. (Ayakkabısındaki toka bağlantısı kırılmıştı.)
- She tightened the buckle on her suitcase. (Bavulundaki toka bağlantısını sıkıştırdı.)
- The buckle on the horse’s saddle was old and rusty. (Atın eyerindeki toka bağlantısı eski ve paslıydı.)
- He used the buckle to adjust the length of his backpack straps. (Sırt çantası askılarının uzunluğunu ayarlamak için tokayı kullandı.)
- The buckle on his watch was made of gold. (Saatındaki toka bağlantısı altından yapılmıştı.)
- She wore a belt with a silver buckle. (Gümüş bir toka bağlantısı olan kemer takıyordu.)
- He struggled to undo the buckle on his tight jeans. (Dar kot pantolonundaki toka bağlantısını çözmekte zorlandı.)
- The buckle on the safety harness kept him secure during the climb. (Güvenlik kemeri üzerindeki toka bağlantısı tırmanış sırasında onu güvende tuttu.)
- The buckle on the backpack was too small to hold all of his gear. (Sırt çantasındaki toka bağlantısı tüm ekipmanını tutacak kadar büyük değildi.)
- She admired the ornate buckle on the vintage purse. (Vintage çantadaki süslü toka bağlantısını beğendi.)
- The buckle on the roller coaster’s safety bar clicked into place. (Lunaparktaki roller coaster’ın güvenlik kolu üzerindeki toka bağlantısı yerine oturdu.)
- He lost the buckle to his favorite belt. (En sevdiği kemeri için toka bağlantısını kaybetti.)
- The buckle on the leather jacket was loose. (Deri ceketin toka bağlantısı gevşekti.)
- She fixed the buckle on her daughter’s sandals. (Kızının sandaletindeki toka bağlantısını tamir etti.)
- He adjusted the buckle on his helmet to fit more comfortably. (Daha rahat bir şekilde oturması için kaskındaki toka bağlantısını ayarladı.)
- The buckle on the briefcase kept the documents safe. (Çantalardaki toka bağlantısı belgeleri güvende tuttu.)
- The buckle on the backpack was too tight and left a mark on his shoulder. (Sırt çantasındaki toka bağlantısı çok sıkıydı ve omzunda iz bıraktı.)
- The buckle on the overalls snapped off when he leaned over. (Tulumdaki toka bağlantısı, öne eğildiğinde kır
- She polished the silver buckle on her grandfather’s belt as a tribute to him. (Dedesinin kemeri üzerindeki gümüş toka bağlantısını ona bir saygı olarak parlatmıştı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Kemerindeki toka bağlantısını taktı.
- Ayakkabısındaki toka bağlantısı kırılmıştı.
- Bavulundaki toka bağlantısını sıkıştırdı.
- Atın eyerindeki toka bağlantısı eski ve paslıydı.
- Sırt çantası askılarının uzunluğunu ayarlamak için tokayı kullandı.
- Saatındaki toka bağlantısı altından yapılmıştı.
- Gümüş bir toka bağlantısı olan kemer takıyordu.
- Dar kot pantolonundaki toka bağlantısını çözmekte zorlandı.
- Güvenlik kemeri üzerindeki toka bağlantısı tırmanış sırasında onu güvende tuttu.
- Sırt çantasındaki toka bağlantısı tüm ekipmanını tutacak kadar büyük değildi.
- Vintage çantadaki süslü toka bağlantısını beğendi.
- Lunaparktaki roller coaster’ın güvenlik kolu üzerindeki toka bağlantısı yerine oturdu.
- En sevdiği kemeri için toka bağlantısını kaybetti.
- Deri ceketin toka bağlantısı gevşekti.
- Kızının sandaletindeki toka bağlantısını tamir etti.
- Daha rahat bir şekilde oturması için kaskındaki toka bağlantısını ayarladı.
- Çantalardaki toka bağlantısı belgeleri güvende tuttu.
- Sırt çantasındaki toka bağlantısı çok sıkıydı ve omzunda iz bıraktı.
- Tulumdaki toka bağlantısı, öne eğildiğinde kırıldı.
- Dedesinin kemeri üzerindeki gümüş toka bağlantısını ona bir saygı olarak parlatmıştı.
Hemen Yorum Yaz