Bucket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bucket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bucket

Bucket, Türkçe karşılığı “kova” olan bir kelime. Genellikle sıvı veya katı maddelerin taşınması, depolanması veya saklanması için kullanılır.

1. I need to fill up the bucket with water. (Su dolu kovaya ihtiyacım var.)
2. She carried the bucket of sand to the beach. (Kumluğa kova taşıdı.)
3. He used a bucket to collect the rainwater. (Yağmur suyunu toplamak için kova kullandı.)
4. The bucket was too heavy for her to lift. (Kovayı kaldırmak için çok ağırdı.)
5. They built a sandcastle with buckets and shovels. (Kovalar ve küreklerle kumdan kale yaptılar.)
6. He kicked the bucket over and spilled the water. (Kovayı tekmeledi ve su döküldü.)
7. The bucket was filled to the brim with ice. (Kova buzla tıka basa doluydu.)
8. She used a bucket and sponge to wash the car. (Arabayı yıkamak için kova ve sünger kullandı.)
9. He carried a bucket of paint up the ladder. (Merdivenle bir kova boya taşıdı.)
10. They put the fish they caught into a bucket of water. (Yakaladıkları balıkları su dolu kovaya koydular.)
11. She sat on the beach and watched the waves wash over the bucket. (Plajda oturdu ve dalgaların kovanın üzerinden akmasını izledi.)
12. He filled the bucket with gravel and used it to level the ground. (Kovayı çakıl taşıyla doldurdu ve zemini düzleştirmek için kullandı.)
13. They used a bucket to carry the hot coals from the fire pit. (Ateş çukurundan sıcak közleri taşımak için kova kullandılar.)
14. She scooped the ice cream into a bucket and put it in the freezer. (Dondurmayı kovaya doldurdu ve dondurucuya koydu.)
15. He leaned the bucket against the wall and went to get more water. (Kovayı duvara dayadı ve daha fazla su almaya gitti.)
16. They used a bucket and rope to draw water from the well. (Kuyudan su çekmek için kova ve halat kullandılar.)
17. She put the dirty clothes in the bucket and carried them to the laundry room. (Kirli çamaşırları kovaya koydu ve çamaşırhaneye taşıdı.)
18. He threw the ball into the bucket and won a prize. (Topu kovaya attı ve ödül kazandı.)
19. They filled the bucket with sand and made sandbags to protect against flooding. (Kovayı kumla doldurdular ve sel sularına karşı koruma amaçlı kum torbaları yaptılar.)
20. She used a bucket to catch the dripping water from the leaky roof. (Damlayan çatıdan sızan suyu toplamak için kova kullandı.)

Bucket (devamı)

21. He kicked the bucket and it rolled down the hill. (Kovayı tekmeledi ve tepeye doğru yuvarlandı.)
22. They used a bucket and brush to scrub the floors. (Zeminleri temizlemek için kova ve fırça kullandılar.)
23. She put the flowers she picked into a bucket of water. (Topladığı çiçekleri su dolu kovaya koydu.)
24. He put the fish he caught into a bucket of ice to keep them fresh. (Yakaladığı balıkları taze tutmak için buzlu kovaya koydu.)
25. They used a bucket to collect the shells they found on the beach. (Plajda buldukları kabukları toplamak için kova kullandılar.)
26. She balanced the bucket of popcorn on her lap and watched the movie. (Mısır kovasını kucağına yerleştirdi ve film izledi.)
27. He filled the bucket with hot soapy water to clean the dishes. (Bulaşıkları temizlemek için sıcak sabunlu su dolu kova doldurdu.)
28. They used a bucket and net to catch fish in the pond. (Gölette balık yakalamak için kova ve ağ kullandılar.)
29. She sat on the dock and dangled her feet in the bucket of water. (İskelede oturdu ve ayaklarını su dolu kovaya salladı.)
30. He poured the sand into the bucket and mixed it with water to make sandcastles. (Kumları kovaya döktü ve suyla karıştırarak kumdan kaleler yaptılar.)