Broom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Broom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Broom

Broom, Türkçe’de “süpürge” anlamına gelmektedir. Bu kelime, ev temizliği için kullanılan, uzun sapı ve bir çeşit fırça başlığı olan bir araçtır. İşte 20 örnek cümle:

1. I need to sweep the kitchen with the broom. (İhtiyacım var, mutfak süpürgesiyle süpürmeye)
2. She grabbed the broom to clean up the mess. (Dağılımı temizlemek için süpürgeyi aldı)
3. The broom bristles are too stiff. (Süpürge kılları çok sert)
4. He was sweeping the floor with the broom. (O süpürgeyle zemini süpürüyordu)
5. The broom handle is broken. (Süpürge sapı kırıldı)
6. She swept the dust into a pile with the broom. (Süpürgeyle tozu bir yığın haline getirdi)
7. The witch flew on a broomstick. (Büyücü bir süpürge sopasında uçtu)
8. The broom is leaning against the wall. (Süpürge duvara yaslanmış)
9. The broom is in the closet. (Süpürge dolapta)
10. She uses a broom to clean the garage. (O garajı temizlemek için süpürge kullanıyor)
11. The broom is made of wood and plastic. (Süpürge ahşap ve plastikten yapılmış)
12. She swept the floor with the broom and dustpan. (Süpürge ve kürekle zemini süpürdü)
13. The broom is too heavy for me to lift. (Süpürge benim kaldıramayacağım kadar ağır)
14. The broom is missing bristles. (Süpürge kılları eksik)
15. The broom is dusty from being in storage. (Süpürge depoda olduğu için tozlu)
16. The broom is new and never used. (Süpürge yeni ve hiç kullanılmadı)
17. She swept the leaves off the sidewalk with the broom. (Süpürgeyle kaldırımdan yaprakları süpürdü)
18. The broom makes a scratching sound on the tile floor. (Süpürge karo zeminde çizik bir ses çıkarıyor)
19. The broom is missing its handle. (Süpürge sapı eksik)
20. The broom is leaning against the fence. (Süpürge çitlere yaslanmış)

21. She swept the dirt out of the house with the broom. (O süpürgeyle evden tozu attı)
22. The broom is tangled with hair. (Süpürge saçla dolanmış)
23. He broke the vase with the broom handle. (O, süpürge sapıyla vazoyu kırdı)
24. She uses a broom to clean the patio. (O, terası temizlemek için süpürge kullanıyor)
25. The broom is too short for me to reach the cobweb. (Süpürge örümceği ağını ulaşamayacağım kadar kısa)
26. She found a mouse hiding behind the broom. (O, süpürge arkasına saklanmış bir fare buldu)
27. The broom is missing its bristle attachment. (Süpürge kılları ekleyen parçaları eksik)
28. She uses the broom to sweep the porch. (O, sundurma temizlemek için süpürge kullanıyor)
29. The broom is dusty from being stored in the attic. (Süpürge çatı katında saklanmakla tozlu)
30. She hit him with the broom when he wouldn’t leave. (O, gitmeyi reddettiğinde ona süpürgeyle vurdu)