Broken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Broken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Broken

Broken kelimesi “kırık, bozuk, hasarlı” anlamlarına gelir. Aşağıda, “broken” kelimesinin örnek cümlelerini ve Türkçe karşılıklarını görebilirsiniz.

1. My phone screen is broken. (Telefon ekranım kırıldı.)
2. The vase fell and broke into pieces. (Vazo düştü ve parçalara ayrıldı.)
3. His heart was broken when she left him. (O, onu terk ettiğinde kalbi kırıldı.)
4. She broke her leg in a skiing accident. (Kayak kazasında bacağını kırdı.)
5. The rules were broken by some players. (Bazı oyuncular kuralları ihlal etti.)
6. The promise was broken, and trust was lost. (Söz verildi ama tutulmadı, güven kaybedildi.)
7. The machine is broken and needs to be fixed. (Makine bozuk ve tamir edilmesi gerekiyor.)
8. He broke the silence by coughing. (Öksürerek sessizliği bozdu.)
9. The news of his death broke my heart. (Ölüm haberi beni yıktı.)
10. She broke the record in the 100-meter dash. (100 metre koşusunda rekor kırdı.)
11. The thief broke into the house and stole some valuables. (Hırsız eve zorla girdi ve değerli şeyler çaldı.)
12. The old chair finally broke under his weight. (Eski sandalye nihayet ağırlığı altında kırıldı.)
13. The storm broke the windows of the house. (Fırtına evin camlarını kırdı.)
14. The child broke the toy car by accident. (Çocuk oyuncak arabayı kazara kırdı.)
15. The car broke down on the highway. (Araba otoyolda bozuldu.)
16. The couple broke up after a big fight. (Büyük bir kavga sonrası çift ayrıldı.)
17. The teacher broke the lesson into smaller parts. (Öğretmen dersi küçük parçalara böldü.)
18. The company broke even this year, but it’s not making a profit yet. (Şirket bu yıl kara geçti, ancak henüz kar etmiyor.)
19. She broke the news to her parents that she was pregnant. (Ebeveynlerine hamile olduğunu söylemek ona düştü.)
20. The marathon runner broke the tape at the finish line. (Maraton koşucusu bitiş çizgisinde şeridi kırdı.)

More Examples

21. The storm broke branches off the tree. (Fırtına ağaçtan dallar kırdı.)
22. She broke the habit of smoking. (Sigara içme alışkanlığını bıraktı.)
23. The news broke that the president had resigned. (Başkanın istifa ettiği haberi duyuldu.)
24. The burglar broke the lock to enter the house. (Hırsız evin kapısını açmak için kiliti kırdı.)
25. The company’s reputation was broken by a scandal. (Şirketin itibarı bir skandal ile yıkıldı.)
26. He broke the news gently to his friend. (Arkadaşına haberi nazikçe verdi.)
27. The team’s losing streak was broken with a victory. (Takımın kaybetme serisi bir zaferle son buldu.)
28. The artist broke the mold with her unique style. (Sanatçı benzersiz tarzıyla kalıpları kırdı.)
29. The earthquake broke many buildings in the city. (Deprem şehirde birçok binayı yıktı.)
30. The car’s brakes were broken and needed to be replaced. (Arabanın frenleri bozuldu ve değiştirilmesi gerekiyordu.)