Bristly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bristly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bristly Nedir?

Bristly, sert ve sık tüylere sahip olan bir şeyi ya da birini ifade eder.

1. The bristly brush was perfect for scrubbing the tough stains. (Sert kıllı fırça zorlu lekeleri temizlemek için mükemmeldi.)
2. The cat’s fur was bristly after being scared by the dog. (Kedinin tüyleri köpek tarafından korkutulduktan sonra sertti.)
3. He rubbed his hand over the bristly beard. (Sert sakalın üzerinde elini ovuşturdu.)
4. The bristly plant was difficult to touch. (Sert tüylü bitki dokunması zordu.)
5. The bristly feeling of the cactus prickled her skin. (Kaktüsün sert hissi cildini uyuşturdu.)
6. The dog’s bristly fur made him look more intimidating. (Köpeğin sert tüyleri daha korkutucu görünmesine neden oldu.)
7. The bristly texture of the pineapple made it hard to eat. (Ananasın sert dokusu onu yemeyi zorlaştırdı.)
8. The bristly comb was perfect for detangling her hair. (Sert tarak saçını çözmek için mükemmeldi.)
9. The bristly waves of the sea crashed against the shore. (Denizin sert dalgaları kıyıya çarptı.)
10. The bristly bristles on the toothbrush cleaned her teeth effectively. (Diş fırçasındaki sert kıllar dişlerini etkili bir şekilde temizledi.)
11. The bristly sound of the guitar strings filled the room. (Gitar tellerinin sert sesi odayı doldurdu.)
12. The bristly hair on the caterpillar was prickly to the touch. (Tırtılın sert tüyleri dokunmaya hissedilir derecede acı verdi.)
13. The bristly material of the doormat helped clean shoes effectively. (Kapı paspasındaki sert malzeme ayakkabıları etkili bir şekilde temizledi.)
14. The bristly nature of the porcupine made it difficult to handle. (Kara yaban domuzunun sert doğası onu ele almayı zorlaştırdı.)
15. The bristly edge of the hedge scratched his arm. (Çitlerin sert kenarı kolunu çizdi.)
16. The bristly sensation of the brush against her skin was unpleasant. (Fırçanın cildine sert teması hoş değildi.)
17. The bristly hair on the lion’s mane made him look regal. (Aslanın manesindeki sert tüyler onu görkemli gösterdi.)
18. The bristly texture of the carpet made it difficult to clean. (Halının sert dokusu temizlemeyi zorlaştırdı.)
19. The bristly quills on the hedgehog’s back were sharp to the touch. (Kirpi sırtındaki sert dikenler dokunulduğunda keskindi.)

20. She winced as the bristly bristles of the brush touched her scalp. (Fırçanın sert kılları saç derisine dokunduğunda çekindi.)

(Hepsinin Türkçe karşılıkları da yazılmıştır.)