Brimming İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brimming İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brimming İle İlgili Cümleler

Brimming, “taşacak kadar dolu” anlamına gelir.

  1. The cup was brimming with hot tea. (Fincan sıcak çayla taşıyordu.)
  2. She had a brimming basket of apples. (Elma dolu bir sepeti vardı.)
  3. His eyes were brimming with tears. (Gözleri gözyaşlarıyla doluydu.)
  4. The river was brimming after the heavy rain. (Nehir şiddetli yağıştan sonra taşmıştı.)
  5. The auditorium was brimming with excited students. (Konferans salonu heyecanlı öğrencilerle doluydu.)
  6. She walked into the room with a brimming smile. (Odada taşan bir gülümsemeyle yürüdü.)
  7. The pond was brimming with fish. (Göl balıklarla doluydu.)
  8. The vase was brimming with fresh flowers. (Vazo taze çiçeklerle taşıyordu.)
  9. His heart was brimming with happiness. (Kalbi mutlulukla doluydu.)
  10. The box was brimming with old photos. (Kutu eski fotoğraflarla doluydu.)
  11. The pot was brimming with hot soup. (Tencere sıcak çorba ile taşıyordu.)
  12. Her mind was brimming with creative ideas. (Zihninde yaratıcı fikirler vardı.)
  13. The garden was brimming with colorful flowers. (Bahçe renkli çiçeklerle doluydu.)
  14. The stadium was brimming with cheering fans. (Stadyum alkışlayan taraftarlarla doluydu.)
  15. The lake was brimming with life. (Göl hayatla doluydu.)
  16. Her diary was brimming with her deepest thoughts. (Günlüğü en derin düşünceleriyle doluydu.)
  17. The picnic basket was brimming with delicious food. (Piknik sepeti lezzetli yiyeceklerle taşıyordu.)
  18. The sky was brimming with stars. (Gökyüzü yıldızlarla doluydu.)
  19. The air was brimming with the scent of flowers. (Hava çiçek kokusuyla doluydu.)
  20. The classroom was brimming with energy on the first day of school. (Okulun ilk gününde sınıf enerjiyle doluydu.)
  1. The bookshelf was brimming with books on history. (Kitaplık tarih kitaplarıyla doluydu.)
  2. The market was brimming with fresh fruits and vegetables. (Pazar taze meyve ve sebzelerle taşıyordu.)
  3. The old attic was brimming with forgotten treasures. (Eski çatı katı unutulmuş hazinelerle doluydu.)
  4. The concert hall was brimming with beautiful music. (Konser salonu güzel müziklerle doluydu.)
  5. The baby’s diaper was brimming with poop. (Bebek bezi kakayla doluydu.)
  6. The bar was brimming with noisy patrons. (Bar gürültülü müşterilerle doluydu.)
  7. The park was brimming with families enjoying the sunshine. (Park güneşin tadını çıkaran ailelerle doluydu.)
  8. The street was brimming with colorful decorations for the parade. (Cadde geçit töreni için renkli süslemelerle doluydu.)
  9. The pool was brimming with happy swimmers. (Havuz mutlu yüzücülerle doluydu.)
  10. The museum was brimming with artifacts from ancient civilizations. (Müze eski uygarlıklardan kalma eserlerle doluydu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.