Brilliant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Brilliant Nedir?
Brilliant, parlak, zeki, başarılı ve mükemmel anlamlarına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- She gave a brilliant performance in the play. (Oyunun içinde muhteşem bir performans sergiledi.)
- His brilliant mind helped him solve the complex problem. (Parlak zekası karmaşık problemin çözülmesine yardımcı oldu.)
- The diamond necklace was absolutely brilliant. (Elmas kolye kesinlikle parlaktı.)
- The new software is a brilliant invention. (Yeni yazılım harika bir icattır.)
- The scientist made a brilliant discovery. (Bilim adamı harika bir keşif yaptı.)
- The sunset was a brilliant display of colors. (Güneş batımı renklerin harika bir gösterisiydi.)
- The athlete’s performance was brilliant, winning three gold medals. (Sporcu performansı muhteşemdi, üç altın madalya kazandı.)
- The fireworks were a brilliant spectacle. (Havai fişekler harika bir manzara oluşturdu.)
- She has a brilliant future ahead of her. (Onun önünde parlak bir gelecek var.)
- The book was a brilliant piece of literature. (Kitap harika bir edebiyat eseriydi.)
- The painting was a brilliant work of art. (Tablo harika bir sanat eseriydi.)
- The comedian’s jokes were brilliant and had the audience in stitches. (Komedyenin şakaları harika ve izleyicileri gülmekten kıvrandırdı.)
- The concert was a brilliant performance by the famous musician. (Konser ünlü müzisyenin harika bir performansıydı.)
- The team’s strategy was brilliant, leading them to victory. (Takımın stratejisi harikaydı ve onları zaferle sonuçlandırdı.)
- The company’s new product is a brilliant idea. (Şirketin yeni ürünü harika bir fikirdir.)
- The actress wore a brilliant red dress to the premiere. (Oyuncu galaya parlak kırmızı bir elbise giydi.)
- The musician played a brilliant solo during the concert. (Müzisyen konserde harika bir solo çaldı.)
- The diamond ring was a brilliant symbol of their love. (Elmas yüzük, aşklarının harika bir simgesiydi.)
- The speech was a brilliant display of the politician’s charisma. (Konuşma, politikacının karizmasının harika bir göstergesiydi.)
- The scientist’s brilliant mind led to a breakthrough in cancer research. (Bilim adamının parlak zekası kanser araştırmalarında bir çığır açtı.)
Brilliant İle İlgili Diğer Cümleler:
- The sun’s reflection on the water was a brilliant sight. (Güneşin su üzerindeki yansıması harika bir manzara oluşturdu.)
- The student’s brilliant essay impressed the professor. (Öğrencinin parlak makalesi profesörü etkiledi.)
- The chef’s brilliant culinary skills were on full display at the restaurant. (Şefin harika mutfak becerileri restoranda tamamen ortaya çıktı.)
- The athlete’s brilliant speed and agility made him a champion. (Sporcunun harika hızı ve çevikliği onu bir şampiyon yaptı.)
- The car’s brilliant red paint job caught everyone’s attention. (Arabanın parlak kırmızı boyası herkesin dikkatini çekti.)
- The dancer’s performance was brilliant and mesmerizing. (Dansçının performansı harika ve büyüleyiciydi.)
- The team’s brilliant execution of the game plan led to a win. (Takımın oyun planının harika bir şekilde uygulanması galibiyete yol açtı.)
- The photographer’s brilliant use of light and shadow created a stunning image. (Fotoğrafçının ışık ve gölge kullanımı harika bir görüntü oluşturdu.)
- The writer’s brilliant use of language made the story come alive. (Yazarın dili harika kullanımı hikayeyi canlandırdı.)
- The city’s brilliant skyline was a sight to behold. (Şehrin harika silueti görülmeye değer bir manzaraydı.)
Hemen Yorum Yaz