Brief İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brief İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brief

Brief: Kısa, öz, özlü

1. Please give me a brief summary of the article. (Lütfen makalenin kısa bir özetini verin.)
2. The boss gave a brief introduction before starting the meeting. (Patron, toplantıya başlamadan önce kısa bir tanıtım yaptı.)
3. I had a brief conversation with my neighbor this morning. (Bu sabah komşumla kısa bir konuşma yaptım.)
4. He made a brief appearance at the party and then left. (Partide kısa bir görünüm yaptı ve sonra ayrıldı.)
5. The judge gave the lawyer a brief time to present his case. (Hakim, avukata dava sunumunu kısa bir sürede yapması için zaman verdi.)
6. The weather forecast gave a brief rain warning for tonight. (Hava tahmini, bu gece için kısa bir yağmur uyarısı verdi.)
7. I’ll give you a brief tour of the city before we go to dinner. (Akşam yemeğine gitmeden önce sana şehirde kısa bir tur yapacağım.)
8. His brief smile turned into a frown when he saw the bill. (Faturasını görünce kısa gülümsemesi somurtmaya dönüştü.)
9. The teacher gave a brief explanation of the math problem. (Öğretmen matematik sorusunu kısaca açıkladı.)
10. The company issued a brief statement about the layoffs. (Şirket, işten çıkarmalarla ilgili kısa bir açıklama yaptı.)
11. He had a brief moment of doubt before taking the plunge. (Atlayıştan önce kısa bir şüphe anı yaşadı.)
12. The book gave a brief history of the country’s political system. (Kitap, ülkenin siyasi sistemine kısa bir tarih verdi.)
13. She made a brief appearance in the movie as a waitress. (Garson olarak filmde kısa bir görünüm yaptı.)
14. The doctor gave a brief explanation of the patient’s condition. (Doktor hastanın durumunu kısaca açıkladı.)
15. The company president gave a brief speech at the annual meeting. (Şirket başkanı yıllık toplantıda kısa bir konuşma yaptı.)
16. I need you to write a brief report on the project by Friday. (Cuma gününe kadar projeye ilişkin kısa bir rapor yazmanız gerekiyor.)
17. The movie’s special effects were impressive, but only for a brief moment. (Filmdeki özel efektler etkileyiciydi, ancak kısa bir süre için sadece.)
18. The news program gave a brief update on the traffic situation. (Haber programı, trafik durumuna ilişkin kısa bir güncelleme verdi.)
19. He gave her a brief hug before leaving for the airport. (Havalimanına gitmeden önce ona kısa bir sarılma verdi.)
20. The company issued a brief apology for the shipping delay. (Şirket, kargo gecikmesi için kısa bir özür diledi.)

Brief cont.

21. The boxer had a brief moment of weakness but quickly regained his composure. (Boksör kısa bir zayıf anı yaşadı ama hızlıca toparlandı.)
22. The project manager gave a brief overview of the team’s progress. (Proje yöneticisi, takımın ilerlemesi hakkında kısa bir genel bakış sundu.)
23. The meeting was brief but productive. (Toplantı kısa ama verimliydi.)
24. She gave a brief smile of thanks before walking away. (Uzaklaşmadan önce kısa bir teşekkür gülümsemesi verdi.)
25. The book’s introduction was brief but informative. (Kitabın girişi kısa ama bilgilendiriciydi.)
26. The conference call was brief and to the point. (Konferans görüşmesi kısa ve nokta atışıydı.)
27. The patient gave the doctor a brief medical history. (Hasta doktora kısa bir tıbbi geçmiş verdi.)
28. The team had a brief moment of celebration after winning the game. (Takım oyunu kazandıktan sonra kısa bir kutlama anı yaşadı.)
29. The CEO’s brief statement caused a stir among the employees. (CEO’nun kısa açıklaması çalışanlar arasında heyecan yarattı.)
30. The brochure provided a brief overview of the company’s services. (Broşür, şirketin hizmetleri hakkında kısa bir genel bakış sağladı.)