Bribe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bribe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bribe Kelimesinin Anlamı:


Bribe, haksız bir yarar sağlamak amacıyla rüşvet veya yasa dışı ödeme yapmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. The politician was caught accepting a bribe. (Politikacı, rüşvet kabul ettiği suçlamasıyla yakalandı.)
2. She offered a bribe to the police officer to avoid a ticket. (Trafik cezasından kurtulmak için polis memuruna rüşvet teklif etti.)
3. The company was fined for trying to bribe government officials. (Şirket, hükümet yetkililerine rüşvet teklif etmeye çalıştığı için para cezasına çarptırıldı.)
4. The judge was accused of taking bribes to influence his decisions. (Hakim, kararlarını etkilemek için rüşvet almakla suçlandı.)
5. The athlete was banned from the sport for accepting a bribe. (Sporcu, rüşvet kabul ettiği için spordan men edildi.)
6. The police officer was fired for soliciting bribes from motorists. (Polis memuru, sürücülerden rüşvet istediği için işten çıkarıldı.)
7. The government official was arrested for offering bribes to contractors. (Hükümet yetkilisi, müteahhitlere rüşvet teklif ettiği için tutuklandı.)
8. The businessman was sentenced to prison for bribing a public official. (İş adamı, bir kamu görevlisine rüşvet vermekten hapis cezasına çarptırıldı.)
9. The company’s reputation was damaged by allegations of bribery. (Şirketin itibarı, rüşvet iddiaları nedeniyle zarar gördü.)
10. Bribery is a serious crime that undermines the integrity of the legal system. (Rüşvet, hukuk sistemini zedeleyen ciddi bir suçtur.)

  1. He tried to bribe the judge but failed. (Hakimi rüşvet vermeye çalıştı ama başarısız oldu.)
  2. She was accused of taking bribes from clients. (Müşterilerden rüşvet almakla suçlandı.)
  3. The politician denied allegations of bribery. (Politikacı, rüşvet iddialarını reddetti.)
  4. The police department implemented new measures to prevent bribery. (Polis departmanı, rüşveti önlemek için yeni tedbirler aldı.)
  5. The journalist uncovered a scandal involving bribery and corruption. (Gazeteci, rüşvet ve yolsuzluk içeren bir skandalı ortaya çıkardı.)
  6. The company’s CEO resigned amidst allegations of bribery. (Şirketin CEO’su, rüşvet iddiaları ortaya çıkınca istifa etti.)
  7. The government promised to crack down on bribery and corruption. (Hükümet, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele etmeyi vaat etti.)
  8. She was offered a bribe to keep quiet about the company’s illegal activities. (Şirket

çıkardığı yasa dışı faaliyetleri hakkında susması için rüşvet teklif edildi.)
19. Bribery is a form of dishonesty and undermines trust in institutions. (Rüşvet, dürüstlükten uzak bir davranış biçimidir ve kurumlara olan güveni zayıflatır.)

  1. The employee was fired for accepting a bribe from a supplier. (Çalışan, bir tedarikçiden rüşvet kabul ettiği için işten çıkarıldı.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.