Break Down İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Break Down İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Break down: Parçalamak, Bozmak

  1. I accidentally broke down the vase while cleaning it. (Ben temizlerken kazara vazoyu kırdım.)
  2. The old car broke down on the highway. (Eski araba otoyolda bozuldu.)
  3. The teacher broke down the complex equation step by step. (Öğretmen karmaşık denklemi adım adım parçaladı.)
  4. He broke down the wall to make the room bigger. (Oda daha büyük olsun diye duvarı parçaladı.)
  5. After hearing the news, she broke down in tears. (Haberleri duyduktan sonra gözyaşlarına boğuldu.)
  6. The company is starting to break down due to financial problems. (Şirket, mali sorunlar nedeniyle çökmeye başlıyor.)
  7. Can you break down the costs for me? (Maliyetleri bana ayırır mısın?)
  8. The police broke down the door to get into the house. (Polis eve girmek için kapıyı kırdı.)
  9. The project team needs to break down the tasks into smaller ones. (Proje ekibi görevleri daha küçük parçalara ayırmalıdır.)
  10. The computer system broke down and we lost all our data. (Bilgisayar sistemimiz çöktü ve tüm verilerimizi kaybettik.)
  11. I had to break down and buy a new phone. (Yeni bir telefon almak için çökmek zorunda kaldım.)
  12. The athlete broke down after finishing the marathon. (Sporcu maratonu bitirdikten sonra çöktü.)
  13. The negotiations broke down due to disagreements. (Anlaşmazlıklar nedeniyle müzakereler başarısız oldu.)
  14. I can’t break down this sentence, it’s too complicated. (Bu cümleyi parçalayamam, çok karmaşık.)
  15. The relationship finally broke down after months of fighting. (Aylarca süren kavga sonrası ilişki nihayet bozuldu.)
  16. The bridge broke down during the storm. (Fırtına sırasında köprü çöktü.)
  17. The factory needs to break down the production process to improve efficiency. (Fabrika, verimliliği artırmak için üretim sürecini parçalamalıdır.)
  18. The actor broke down in the middle of his performance. (Oyuncu performansının ortasında çöktü.)
  19. The company’s stock prices broke down after the scandal. (Skandalın ardından şirketin hisse senedi fiyatları düştü.)
  20. The charity organization breaks down the donations by category. (Hayır kurumu bağışları kategoriye göre ayırır.)

Break down: Bozulma, Çökme

  1. The breakdown of the machine caused a delay in production. (Makinanın bozulması, üretimde gecikmeye neden oldu.)
  2. The mental breakdown led to him being hospitalized. (Zihinsel çöküntü onun hastaneye kaldırılmasına neden oldu.)
  3. The breakdown of the peace talks was

a huge setback for both countries. (Barış görüşmelerinin başarısız olması her iki ülke için büyük bir geri adım oldu.)
4. The breakdown of the relationship between the two leaders caused tension between the countries. (İki lider arasındaki ilişkilerin bozulması, ülkeler arasında gerilime neden oldu.)

  1. The breakdown of communication within the company led to misunderstandings and mistakes. (Şirket içi iletişimin bozulması yanlış anlaşılmalar ve hatalara yol açtı.)
  2. The breakdown of the economic system caused widespread poverty. (Ekonomik sistemin çöküşü yaygın yoksulluğa neden oldu.)
  3. The breakdown of the family unit can have a negative impact on children. (Aile yapısının çökmesi, çocuklar üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.)
  4. The breakdown of law and order led to chaos in the city. (Hukuk ve düzenin çöküşü, şehirde kaosa neden oldu.)
  5. The breakdown of the car was unexpected and caused us to miss our flight. (Arabanın bozulması beklenmedikti ve uçağımızı kaçırmamıza neden oldu.)
  6. The breakdown of the power grid caused a widespread blackout. (Elektrik şebekesinin çökmesi yaygın bir elektrik kesintisine neden oldu.)
  7. The breakdown of the educational system is a major concern for parents and educators. (Eğitim sisteminin çöküşü, ebeveynler ve eğitimciler için büyük bir endişe kaynağıdır.)
  8. The breakdown of trust between friends can be difficult to repair. (Arkadaşlar arasındaki güvenin çökmesi onarılması zor olabilir.)
  9. The breakdown of the healthcare system caused a shortage of medical supplies. (Sağlık sisteminin çökmesi, tıbbi malzemelerin kıtlığına neden oldu.)
  10. The breakdown of negotiations between labor unions and management led to a strike. (İşçi sendikaları ile yönetim arasındaki müzakerelerin başarısız olması greve neden oldu.)
  11. The breakdown of the weather system caused severe storms and flooding. (Hava sisteminin çökmesi şiddetli fırtınalar ve sel baskınlarına neden oldu.)
  12. The breakdown of the justice system led to an increase in crime rates. (Adalet sisteminin çöküşü, suç oranlarında artışa neden oldu.)
  13. The breakdown of the financial market caused a global recession. (Finansal piyasaların çöküşü küresel bir ekonomik durgunluğa neden oldu.)
  14. The breakdown of the internet connection disrupted our work. (İnternet bağlantısının çökmesi işimizi aksattı.)
  15. The breakdown of the healthcare system in rural areas has led to a lack of access to medical care. (Kırsal alanlardaki sağlık sisteminin çöküşü, tıbbi bakıma erişimin eksikliğine neden oldu.)
  16. The breakdown of the social welfare system has left many

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.