Borrow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Borrow Kelimesi:
Türkçe Anlamı: Ödünç almak veya ödünç vermek anlamına gelen bir fiildir.
Açıklama: Borrow kelimesi, bir şeyi geçici olarak almak veya vermek için kullanılır. Bu işlem genellikle bir anlaşma veya sözleşme ile gerçekleştirilir ve belirli bir süre için geçerlidir.
Örnek Cümleler:
- Can I borrow your pen for a moment? (Bir anlık kalemine ödünç alabilir miyim?)
- I need to borrow some money from the bank. (Bankadan biraz para ödünç almam gerekiyor.)
- She always borrows books from the library. (O, her zaman kütüphaneden kitap ödünç alır.)
- He borrowed his friend’s car for the weekend. (Hafta sonu için arkadaşının arabasını ödünç aldı.)
- I’m sorry, I can’t lend you my laptop, but you can borrow my tablet. (Üzgünüm, sana dizüstü bilgisayarımı ödünç veremem, ama tabletimi ödünç alabilirsin.)
- Can I borrow your notes from the last class? (Geçen dersten notlarını ödünç alabilir miyim?)
- She borrowed her mother’s dress for the party. (Parti için annesinin elbisesini ödünç aldı.)
- He always borrows money from his parents. (O, her zaman ailesinden para ödünç alır.)
- Can I borrow your umbrella? It’s raining outside. (Şemsiyenizi ödünç alabilir miyim? Dışarıda yağmur yağıyor.)
- She borrowed her brother’s bike to go to the store. (Dükkan’a gitmek için kardeşinin bisikletini ödünç aldı.)
- I’m sorry, I can’t borrow you my phone, it’s out of battery. (Üzgünüm, sana telefonumu ödünç veremem, şarjı bitti.)
- He borrowed his neighbor’s lawn mower to cut his grass. (Komşusunun çim biçme makinesini ödünç aldı.)
- Can I borrow your car for the weekend? (Hafta sonu için arabını ödünç alabilir miyim?)
- She always borrows her friend’s clothes for special occasions. (Özel günler için her zaman arkadaşının kıyafetlerini ödünç alır.)
- He borrowed some tools from his father to fix his bike. (Bisikletini tamir etmek için babasından bazı araç-gereçler ödünç aldı.)
- Can I borrow your dictionary? I need to look up a word. (Sözlüğünüzü ödünç alabilir miyim? Bir kelimeyi aramam gerekiyor.)
- She borrowed some money from her sister to pay for the rent. (Kirasını ödemek için kız kardeşinden biraz para ödünç aldı.)
- He borrowed his friend’s camera to take some pictures. (B
- Can I borrow your charger? My phone’s battery is low. (Şarj aletinizi ödünç alabilir miyim? Telefonumun şarjı azaldı.)
- She borrowed her colleague’s laptop for the presentation. (Sunum için meslektaşının dizüstü bilgisayarını ödünç aldı.)
Türkçe Karşılıkları:
- Bir anlık kalemine ödünç alabilir miyim?
- Bankadan biraz para ödünç almam gerekiyor.
- O, her zaman kütüphaneden kitap ödünç alır.
- Hafta sonu için arkadaşının arabasını ödünç aldı.
- Üzgünüm, sana dizüstü bilgisayarımı ödünç veremem, ama tabletimi ödünç alabilirsin.
- Geçen dersten notlarını ödünç alabilir miyim?
- Parti için annesinin elbisesini ödünç aldı.
- O, her zaman ailesinden para ödünç alır.
- Şemsiyenizi ödünç alabilir miyim? Dışarıda yağmur yağıyor.
- Dükkan’a gitmek için kardeşinin bisikletini ödünç aldı.
- Üzgünüm, sana telefonumu ödünç veremem, şarjı bitti.
- Komşusunun çim biçme makinesini ödünç aldı.
- Hafta sonu için arabını ödünç alabilir miyim?
- Özel günler için her zaman arkadaşının kıyafetlerini ödünç alır.
- Bisikletini tamir etmek için babasından bazı araç-gereçler ödünç aldı.
- Sözlüğünüzü ödünç alabilir miyim? Bir kelimeyi aramam gerekiyor.
- Kirasını ödemek için kız kardeşinden biraz para ödünç aldı.
- Arkadaşının kamerasını ödünç alarak birkaç fotoğraf çekti.
- Şarj aletinizi ödünç alabilir miyim? Telefonumun şarjı azaldı.
- Sunum için meslektaşının dizüstü bilgisayarını ödünç aldı.
Hemen Yorum Yaz