Borrow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Borrow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Borrow Kelimesi:

Türkçe Anlamı: Ödünç almak veya ödünç vermek anlamına gelen bir fiildir.

Açıklama: Borrow kelimesi, bir şeyi geçici olarak almak veya vermek için kullanılır. Bu işlem genellikle bir anlaşma veya sözleşme ile gerçekleştirilir ve belirli bir süre için geçerlidir.

Örnek Cümleler:

  1. Can I borrow your pen for a moment? (Bir anlık kalemine ödünç alabilir miyim?)
  2. I need to borrow some money from the bank. (Bankadan biraz para ödünç almam gerekiyor.)
  3. She always borrows books from the library. (O, her zaman kütüphaneden kitap ödünç alır.)
  4. He borrowed his friend’s car for the weekend. (Hafta sonu için arkadaşının arabasını ödünç aldı.)
  5. I’m sorry, I can’t lend you my laptop, but you can borrow my tablet. (Üzgünüm, sana dizüstü bilgisayarımı ödünç veremem, ama tabletimi ödünç alabilirsin.)
  6. Can I borrow your notes from the last class? (Geçen dersten notlarını ödünç alabilir miyim?)
  7. She borrowed her mother’s dress for the party. (Parti için annesinin elbisesini ödünç aldı.)
  8. He always borrows money from his parents. (O, her zaman ailesinden para ödünç alır.)
  9. Can I borrow your umbrella? It’s raining outside. (Şemsiyenizi ödünç alabilir miyim? Dışarıda yağmur yağıyor.)
  10. She borrowed her brother’s bike to go to the store. (Dükkan’a gitmek için kardeşinin bisikletini ödünç aldı.)
  11. I’m sorry, I can’t borrow you my phone, it’s out of battery. (Üzgünüm, sana telefonumu ödünç veremem, şarjı bitti.)
  12. He borrowed his neighbor’s lawn mower to cut his grass. (Komşusunun çim biçme makinesini ödünç aldı.)
  13. Can I borrow your car for the weekend? (Hafta sonu için arabını ödünç alabilir miyim?)
  14. She always borrows her friend’s clothes for special occasions. (Özel günler için her zaman arkadaşının kıyafetlerini ödünç alır.)
  15. He borrowed some tools from his father to fix his bike. (Bisikletini tamir etmek için babasından bazı araç-gereçler ödünç aldı.)
  16. Can I borrow your dictionary? I need to look up a word. (Sözlüğünüzü ödünç alabilir miyim? Bir kelimeyi aramam gerekiyor.)
  17. She borrowed some money from her sister to pay for the rent. (Kirasını ödemek için kız kardeşinden biraz para ödünç aldı.)
  18. He borrowed his friend’s camera to take some pictures. (B
  1. Can I borrow your charger? My phone’s battery is low. (Şarj aletinizi ödünç alabilir miyim? Telefonumun şarjı azaldı.)
  2. She borrowed her colleague’s laptop for the presentation. (Sunum için meslektaşının dizüstü bilgisayarını ödünç aldı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Bir anlık kalemine ödünç alabilir miyim?
  2. Bankadan biraz para ödünç almam gerekiyor.
  3. O, her zaman kütüphaneden kitap ödünç alır.
  4. Hafta sonu için arkadaşının arabasını ödünç aldı.
  5. Üzgünüm, sana dizüstü bilgisayarımı ödünç veremem, ama tabletimi ödünç alabilirsin.
  6. Geçen dersten notlarını ödünç alabilir miyim?
  7. Parti için annesinin elbisesini ödünç aldı.
  8. O, her zaman ailesinden para ödünç alır.
  9. Şemsiyenizi ödünç alabilir miyim? Dışarıda yağmur yağıyor.
  10. Dükkan’a gitmek için kardeşinin bisikletini ödünç aldı.
  11. Üzgünüm, sana telefonumu ödünç veremem, şarjı bitti.
  12. Komşusunun çim biçme makinesini ödünç aldı.
  13. Hafta sonu için arabını ödünç alabilir miyim?
  14. Özel günler için her zaman arkadaşının kıyafetlerini ödünç alır.
  15. Bisikletini tamir etmek için babasından bazı araç-gereçler ödünç aldı.
  16. Sözlüğünüzü ödünç alabilir miyim? Bir kelimeyi aramam gerekiyor.
  17. Kirasını ödemek için kız kardeşinden biraz para ödünç aldı.
  18. Arkadaşının kamerasını ödünç alarak birkaç fotoğraf çekti.
  19. Şarj aletinizi ödünç alabilir miyim? Telefonumun şarjı azaldı.
  20. Sunum için meslektaşının dizüstü bilgisayarını ödünç aldı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.