Boring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boring Nedir?


Boring, Türkçe anlamı itibariyle “sıkıcı” anlamına gelir. Bir şeyin ilgi çekici olmaması veya can sıkıcı olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. I find his lectures really boring. (Onun dersleri gerçekten sıkıcı buluyorum.)
  2. The movie was so boring that I fell asleep. (Film o kadar sıkıcıydı ki uyuya kaldım.)
  3. This book is really boring, I can’t get through it. (Bu kitap gerçekten sıkıcı, üstesinden gelemiyorum.)
  4. The meeting was incredibly boring, I almost dozed off. (Toplantı inanılmaz derecede sıkıcıydı, neredeyse uykuya daldım.)
  5. I hate doing boring tasks like washing the dishes. (Bulaşık yıkama gibi sıkıcı görevleri yapmaktan nefret ederim.)
  6. The museum exhibit was so boring, I regretted going. (Müze sergisi o kadar sıkıcıydı ki gitmekten pişman oldum.)
  7. The party was boring and dull, I left early. (Parti sıkıcı ve donuktu, erken çıktım.)
  8. This lecture is really boring me, I can’t concentrate. (Bu ders beni gerçekten sıkıyor, konsantre olamıyorum.)
  9. I’m sorry, I find golf really boring to watch. (Üzgünüm, golf izlemek benim için gerçekten sıkıcı.)
  10. This class is so boring, I don’t know how I’ll survive the semester. (Bu sınıf o kadar sıkıcı ki, dönemi nasıl atlatacağımı bilmiyorum.)
  11. The presentation was so boring that half the audience left. (Sunum o kadar sıkıcıydı ki, izleyicilerin yarısı ayrıldı.)
  12. The party was a bore, I didn’t enjoy it at all. (Parti sıkıcıydı, hiç keyif almadım.)
  13. I hate being stuck in a boring conversation. (Sıkıcı bir konuşmada sıkışıp kalmaktan nefret ederim.)
  14. The flight was boring, I wish I had brought a book. (Uçuş sıkıcıydı, bir kitap getirmiş olsaydım keşke.)
  15. The game was a bore, I’m glad it’s over. (Oyun sıkıcıydı, bitmesine sevindim.)
  16. I find politics really boring, I don’t follow it. (Siyaseti gerçekten sıkıcı buluyorum, takip etmiyorum.)
  17. The seminar was a bit boring, but I learned a few things. (Seminer biraz sıkıcıydı ama birkaç şey öğrendim.)
  18. I hate doing the same boring routine every day. (Her gün aynı sıkıcı rutini yapmaktan nefret ederim.)
  19. The concert was a bore, I expected more from the performer. (Konser sıkıcıydı, sanatçıdan daha fazlasını bekliyordum.)
  20. This is

just another boring day at work. (Bu sadece işte başka bir sıkıcı gün.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Onun dersleri gerçekten sıkıcı buluyorum.
2. Film o kadar sıkıcıydı ki uyuya kaldım.
3. Bu kitap gerçekten sıkıcı, üstesinden gelemiyorum.
4. Toplantı inanılmaz derecede sıkıcıydı, neredeyse uykuya daldım.
5. Bulaşık yıkama gibi sıkıcı görevleri yapmaktan nefret ederim.
6. Müze sergisi o kadar sıkıcıydı ki gitmekten pişman oldum.
7. Parti sıkıcı ve donuktu, erken çıktım.
8. Bu ders beni gerçekten sıkıyor, konsantre olamıyorum.
9. Üzgünüm, golf izlemek benim için gerçekten sıkıcı.
10. Bu sınıf o kadar sıkıcı ki, dönemi nasıl atlatacağımı bilmiyorum.
11. Sunum o kadar sıkıcıydı ki, izleyicilerin yarısı ayrıldı.
12. Parti sıkıcıydı, hiç keyif almadım.
13. Sıkıcı bir konuşmada sıkışıp kalmaktan nefret ederim.
14. Uçuş sıkıcıydı, bir kitap getirmiş olsaydım keşke.
15. Oyun sıkıcıydı, bitmesine sevindim.
16. Siyaseti gerçekten sıkıcı buluyorum, takip etmiyorum.
17. Seminer biraz sıkıcıydı ama birkaç şey öğrendim.
18. Her gün aynı sıkıcı rutini yapmaktan nefret ederim.
19. Konser sıkıcıydı, sanatçıdan daha fazlasını bekliyordum.
20. Bu sadece işte başka bir sıkıcı gün.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.