Bodice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bodice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bodice (Göğüs kısmını saran kadın elbisesi parçası)

Bodice, kadın elbisesinin göğüs kısmını saran bir parçadır. Bu parça, genellikle kalın kumaş veya astarla desteklenir ve kadın elbisesinin üst kısmını şekillendirmek için kullanılır.

1. She wore a beautiful red dress with a lace bodice. (Dantelli bir bodice’li güzel bir kırmızı elbise giydi.)
2. The bodice of the dress was embroidered with flowers. (Elbisenin bodice kısmı çiçeklerle işlenmişti.)
3. The bodice was tight, so she had trouble breathing. (Bodice sıkıydı, bu yüzden nefes almada zorluk çekiyordu.)
4. The bodice was made of a soft, stretchy fabric. (Bodice yumuşak, esnek bir kumaştan yapılmıştı.)
5. The bodice was adorned with sparkling sequins. (Bodice parıldayan payetlerle süslenmişti.)
6. She adjusted the bodice to make it more comfortable. (Daha rahat olması için bodice’yi ayarladı.)
7. The bodice had a sweetheart neckline. (Bodice’nin yaka kısmı kalp şeklindeydi.)
8. The bodice had a corset-like structure to give her a more flattering shape. (Daha çekici bir görünüm için, bodice bir korseden esinlenerek yapılmıştı.)
9. The bodice had a low back, which added a touch of elegance to the dress. (Düşük bir sırt dekoltesi olan bodice, elbiseye biraz şıklık katmıştı.)
10. The bodice was intricately beaded. (Bodice ince işlemeli boncuklarla süslenmişti.)
11. She wore a strapless bodice with a flowing skirt. (Akıcı bir etekle straplez bir bodice giyiyordu.)
12. The bodice was layered with sheer fabric for a delicate look. (Nazik bir görünüm için bodice şeffaf kumaşla katmanlıydı.)
13. The bodice was tightly laced up the back. (Bodice sırtta sıkıca bağlanmıştı.)
14. The bodice had a peplum detail, which added volume to the waist. (Peplum detayı olan bodice, bel bölgesine hacim katmıştı.)
15. The bodice had a high collar and long sleeves for a more conservative look. (Daha muhafazakar bir görünüm için bodice yüksek yakalı ve uzun kolluydu.)
16. The bodice was made of a luxurious silk fabric. (Bodice lüks ipek kumaştan yapılmıştı.)
17. The bodice had a V-neckline that elongated her neck. (Bodice’nin V-yaka kesimi boynunu daha uzun gösteriyordu.)
18. She paired a lace bodice with a tulle skirt for a romantic look. (Romantik bir görünüm için

dantel bir bodice’yi tül bir etekle kombinledi.)
19. The bodice was fitted, but the skirt was flowy, creating a beautiful contrast. (Bodice sıkı otururken, etek akıcıydı ve güzel bir kontrast yaratıyordu.)

20. The bodice had a subtle shimmer that caught the light beautifully. (Bodice hafif bir parlaklıkla ışığı güzel bir şekilde yansıtıyordu.)