Bobble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bobble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bobble Nedir?

Bobble, Türkçe karşılığı “püskül” olan bir kelime olarak kullanılmaktadır. Genellikle örgü, şapka, atkı gibi örgü ürünlerinde ya da giyim aksesuarlarında süsleme amacıyla kullanılır. Bobble ayrıca bir marka adıdır ve şişe kapakları, termoslar ve su şişeleri gibi ürünlerde de kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. My favorite winter hat has a big red bobble on top. (En sevdiğim kış şapkamın üstünde büyük bir kırmızı püskül var.)
  2. She spent hours knitting a scarf with bobbles all over it. (Bütünüyle püsküllerle süslü bir atkı örmek için saatler harcadı.)
  3. The end of the drawstring on his hoodie was finished with a small bobble. (Hoodiesinin ipinin ucunda küçük bir püskülle sonlandırılmıştı.)
  4. The cheerleaders’ uniforms had bobbles on the sleeves. (Cheerleaderların formasının kollarında püsküller vardı.)
  5. I like to play with the bobbles on my keychain when I’m bored. (Sıkıldığımda anahtarlığımdaki püsküllerle oynamayı severim.)
  6. The baby’s hat had a bobble on it that he kept trying to grab. (Bebek şapkasının üstünde tutmaya çalıştığı bir püskül vardı.)
  7. The new bottle I bought has a bobble that helps filter the water. (Aldığım yeni şişenin suyu filtreleyen bir püskülü var.)
  8. The Christmas stockings were hung on the mantel with bobbles and bells. (Noel çorapları, püsküller ve zillerle şömine rafına asıldı.)
  9. The pompoms on the cheerleading squad’s shoes were replaced with bobbles. (Cheerleading takımının ayakkabılarındaki ponponlar püsküllerle değiştirildi.)
  10. The cat played with the bobble on the end of the string for hours. (Kedi, ipin ucundaki püskülle saatlerce oynadı.)
  11. The tennis racket handle had a bobble to improve grip. (Tenis raketinin sapında kavrama gücünü arttırmak için bir püskül vardı.)
  12. The children’s backpacks were decorated with bobbles and beads. (Çocukların sırt çantaları püsküller ve boncuklarla süslenmişti.)
  13. The snowman’s hat was adorned with a big, fuzzy bobble. (Kardan adamın şapkası büyük, tüylü bir püskülle süslenmişti.)
  14. I bought a keychain with a bobble of my favorite sports team’s logo on it. (Favori spor takımımın logosunun olduğu bir püsküllü anahtarlık aldım.)
  1. The dog’s collar had a bobble charm with his name on it. (Köpeğin tasma bağı üzerinde adının yazdığı bir püskül süsü vardı.)
  2. The tablecloth was embroidered with tiny bobbles in the corners. (Masa örtüsü köşelerinde minik püsküllerle işlenmişti.)
  3. The knit sweater had bobbles running down the sleeves. (Örme kazak kollarda püsküllerle süslenmişti.)
  4. The bride’s veil was decorated with delicate lace and bobbles. (Gelinin duvağı ince dantel ve püsküllerle süslenmişti.)
  5. The fashion designer added bobbles to the hem of the skirt for a playful touch. (Moda tasarımcısı eteğin etek ucuna oynak bir dokunuş için püsküller ekledi.)
  6. I always make sure to tighten the bobble on my water bottle before putting it in my bag. (Çantama koyarken su şişemin püskülünü sıkıca kapatmayı her zaman sağlarım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.