Boast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boast (övünmek)

Boast, kendini başkalarından daha üstün göstermek veya takdir edilmek için yaptığı aşırı övgüdür. İş hayatında, sosyal medyada veya günlük yaşamda kullanılabilir. Bazı insanlar için, övünmek özgüvenlerini artırabilirken, diğerleri için itici bir davranış olabilir.

Örnek cümleler:

1. She always boasts about her expensive clothes. (O, pahalı kıyafetlerinden sürekli övünür.)
2. He boasted that he was the smartest person in the room. (O, odadaki en akıllı kişi olduğunu övdü.)
3. My boss likes to boast about his business successes. (Patronum, iş başarısından bahsetmekten hoşlanır.)
4. The athlete boasted about his record-breaking performance. (Sporcu, rekor kıran performansından övündü.)
5. She boasted about her new car to everyone at the party. (Partide herkese yeni arabasından övündü.)
6. He always boasts about his accomplishments on social media. (Sosyal medyada başarılarından sürekli övünür.)
7. The company’s CEO likes to boast about their profits. (Şirketin CEO’su, karlarından bahsetmekten hoşlanır.)
8. She boasted about her cooking skills and then burnt the dinner. (Yemek pişirme becerilerinden bahsetti ve sonra yemeği yaktı.)
9. He boasted about his wealth but nobody believed him. (Zenginliğinden övdü ama kimse ona inanmadı.)
10. The politician boasted about his campaign promises. (Politikacı, kampanya sözlerinden övdü.)
11. She boasted about her intelligence but failed the test. (Zekasından bahsetti ama sınavda başarısız oldu.)
12. He boasted about his new promotion at work. (Yeni işindeki terfiinden övündü.)
13. The artist boasted about his latest masterpiece. (Sanatçı, son eserinden övdü.)
14. She always boasts about her fashion sense. (Moda anlayışından sürekli övünür.)
15. He boasted about his physical strength and then pulled a muscle. (Fiziksel gücünden bahsetti ve sonra kasını çekti.)
16. The student boasted about his perfect attendance record. (Öğrenci, mükemmel devam kaydından övdü.)
17. She boasted about her perfect relationship but then broke up with her partner. (Mükemmel ilişkisinden bahsetti ama sonra partneriyle ayrıldı.)
18. He boasted about his language skills but struggled to order food in a restaurant. (Dil becerilerinden bahsetti ama restoranda yemek siparişi vermede zorlandı.)
19. The company boasted about their environmentally friendly practices. (Şirket, çevre dostu uygulamalarından övdü.)
20. She boasted about her musical talent but then forgot the lyrics on stage. (Müzik yeteneğinden bahsetti ama sahnede sözleri unuttu.)

21. He boasted about his expensive watch, but it turned out to be a fake. (Pahalı saati hakkında övündü ama sonunda sahtesi olduğu ortaya çıktı.)
22. She always boasts about her healthy lifestyle, but she smokes and drinks excessively. (Sağlıklı yaşam tarzından sürekli övünür ama fazla sigara içip içki içer.)
23. He boasted about his perfect driving record, but he got a speeding ticket the next day. (Mükemmel sürüş kaydından bahsetti ama ertesi gün hız sınırını aşarak trafik cezası aldı.)
24. The company boasted about their excellent customer service, but many customers complain about their rude staff. (Şirket, mükemmel müşteri hizmetlerinden övünür ama birçok müşteri kaba personel hakkında şikayetçi.)
25. She boasted about her artistic talent but then failed the art class. (Sanatsal yeteneğinden bahsetti ama sanat dersinde başarısız oldu.)

Bu örnek cümleler, “boast” kelimesinin çeşitli durumlarda kullanıldığını göstermektedir. Ancak, övünmek bazen diğer insanlar için itici bir davranış olabilir ve bu nedenle övünmek yerine, başarılarınızı sadece kendinizle paylaşmak daha iyi bir seçenek olabilir.