Blunder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blunder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blunder Nedir?

Blunder, Türkçe’de hata, yanlışlık, gaf olarak ifade edilebilir. Bir işi yanlış yapmak veya bir karar verirken hatalı davranmak gibi anlamlara gelir.

Örnek cümleler:

1. She made a blunder during her presentation. (Sunumunda bir hata yaptı.)
2. It was a blunder to trust him with the secret. (Ona sırrı güvenmek bir hataydı.)
3. The company’s blunder cost them millions of dollars. (Şirketin hatası onlara milyonlarca dolara mal oldu.)
4. He apologized for his blunder. (Hatası için özür diledi.)
5. The blunder could have been avoided with proper planning. (Doğru planlama ile hata önlenebilirdi.)
6. Her blunder was caught on camera. (Onun hatası kamerada kaydedildi.)
7. The team’s blunder cost them the game. (Takımın hatası onlara oyunu kaybettirdi.)
8. The blunder was due to miscommunication. (Hata yanlış anlaşılmadan kaynaklandı.)
9. He realized his blunder too late. (Hatasını çok geç fark etti.)
10. It was a blunder to leave the door unlocked. (Kapıyı kilitli bırakmamak bir hataydı.)
11. The blunder was a result of carelessness. (Hata dikkatsizlik sonucu ortaya çıktı.)
12. He tried to fix his blunder. (Hatasını düzeltmeye çalıştı.)
13. Her blunder led to more problems. (Onun hatası daha fazla soruna yol açtı.)
14. The blunder was a costly mistake. (Hata pahalı bir hataydı.)
15. The blunder was a result of poor judgment. (Hata kötü karar vermeden kaynaklandı.)
16. The blunder was a setback for the project. (Hata projeye bir engel oldu.)
17. She felt embarrassed by her blunder. (Hatası yüzünden utanç duydu.)
18. The blunder was a result of a misunderstanding. (Hata bir anlaşmazlıktan kaynaklandı.)
19. He made a blunder and was fired from his job. (Hata yaptı ve işinden kovuldu.)
20. The blunder was a result of overconfidence. (Hata aşırı özgüven yüzünden ortaya çıktı.)

Blunder İle İlgili İfadeler:

Aşağıda blunder kelimesi ile kullanabileceğiniz birkaç ifade bulabilirsiniz:

1. Make a blunder: Hata yapmak
2. Commit a blunder: Bir hataya sebep olmak
3. Avoid a blunder: Hatadan kaçınmak
4. Correct a blunder: Hatayı düzeltmek
5. Blunder into something: Bir şeyin içine hata yaparak girmek
6. Blunder about: Dalgın dalgın dolaşmak
7. Blunder through something: Bir şeyi hata yaparak tamamlamak
8. Blunder one’s way: Yanlış yoldan gitmek
9. Blunder in judgment: Kararda yanılmak
10. Blunder-prone: Hatalara eğilimli
11. A blunder waiting to happen: Olması muhtemel bir hata
12. Blundering along: Şaşkınca ilerlemek
13. Blunder out: Yanlışlıkla söylemek
14. Blunder to victory: Hataya rağmen kazanmak
15. Blunder-filled: Hatalarla dolu
16. Blundering around: Şaşkınca dolaşmak
17. Blunder-free: Hatasız
18. Blunder on: Hata yapmaya devam etmek
19. Blunder out of control: Kontrolden çıkmak
20. Blunder-ridden: Hatalarla dolu olan