Bloom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Bloom Nedir?
Bloom kelimesi “çiçek açmak” anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- The flowers began to bloom in the spring. (Çiçekler ilkbaharda açmaya başladı.)
- She was surprised to see her garden bloom so beautifully. (Bahçesinin bu kadar güzel çiçeklenmesine şaşırdı.)
- The cherry trees are in bloom now. (Kiraz ağaçları şu anda çiçek açtı.)
- The rose bushes will bloom all summer long. (Gül çalıları tüm yaz boyunca çiçek açacak.)
- The garden is full of blooming flowers. (Bahçe, açan çiçeklerle dolu.)
- The lilies will bloom again next year. (Zambaklar önümüzdeki yıl tekrar çiçek açacak.)
- The daffodils were the first flowers to bloom this year. (Nergisler bu yıl açan ilk çiçeklerdi.)
- The cherry blossoms were in full bloom. (Kiraz çiçekleri tamamen açmıştı.)
- The garden looks so pretty when everything is in bloom. (Her şey çiçek açınca bahçe çok güzel görünüyor.)
- The tulips will bloom in the early spring. (Laleler erken baharda çiçek açacak.)
- The cactus only blooms once a year. (Kaktüsler yılda sadece bir kez çiçek açar.)
- The flowers will bloom if you water them regularly. (Çiçekler düzenli olarak sulanırsa çiçek açarlar.)
- The roses are in full bloom in June. (Güller Haziran ayında tamamen çiçek açıyor.)
- The hibiscus blooms all summer long. (Hint gülleri tüm yaz boyunca çiçek açar.)
- The magnolia tree has started to bloom. (Manolya ağacı çiçek açmaya başladı.)
- The daisies will bloom in the meadow soon. (Papatyalar çayırlarda yakında çiçek açacak.)
- The peach tree will bloom in the spring. (Şeftali ağacı ilkbaharda çiçek açacak.)
- The cherry blossom festival celebrates the blooming of cherry trees. (Kiraz çiçeği festivali, kiraz ağaçlarının çiçek açmasını kutlar.)
- The azaleas bloom in shades of pink and red. (Azalealar pembe ve kırmızı tonlarında çiçek açar.)
- The dandelions are blooming in the fields. (Tarlalarda papatyalar çiçek açıyor.)
Bloom Anlam Genişletmesi:
Bloom kelimesi çiçek açmak anlamının yanı sıra geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bir şeyin beklenmedik bir şekilde büyümesi veya gelişmesi gibi anlamlara da gelebilir.
Örnek cümleler:
- Her talent really bloomed after she started taking lessons. (Yeteneği gerçekten ders almaya başladıktan sonra gelişti.)
- The company is blooming and expanding rapidly. (Şirket hızla büyüyor ve genişliyor.)
- His creativity bloomed after he started traveling. (Yaratıcılığı seyahat etmeye başladıktan sonra gelişti.)
- The athlete’s skills bloomed after he began working with a new coach. (Sporcunun becerileri yeni bir antrenörle çalışmaya başladıktan sonra gelişti.)
- Her confidence bloomed after she overcame her fear of public speaking. (Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmesinden sonra özgüveni gelişti.)
- The business bloomed after they launched a new product. (Yeni bir ürün çıkardıktan sonra iş büyüdü.)
- The friendship between the two bloomed after they started spending more time together. (İkisi birlikte daha fazla zaman geçirmeye başladıktan sonra arkadaşlıkları gelişti.)
- His interest in music bloomed after he attended his first concert. (İlk konserine katıldıktan sonra müziğe olan ilgisi arttı.)
- The garden is blooming with fruits and vegetables. (Bahçe, meyve ve sebzelerle dolu.)
- Her love for reading bloomed after she discovered her favorite author. (En sevdiği yazarını keşfettikten sonra okumaya olan sevgisi arttı.)
Hemen Yorum Yaz