Bloody İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloody İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloody İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Kanlı, kanlıca, kanlı bıçaklı, lanetli

  1. The movie was so bloody that I had to look away. (Film çok kanlıydı, gözlerimi başka yere çevirmek zorunda kaldım.)
  2. That was a bloody good game. (Bu çok iyi bir oyundu.)
  3. She cut her finger and it was bloody. (Parmaklarını kesmişti ve kanlıydı.)
  4. I’m so bloody tired. (Çok yorgunum.)
  5. That’s a bloody awful idea. (Bu çok berbat bir fikir.)
  6. They got into a bloody fight last night. (Dün gece kanlı bir kavgaya tutuştular.)
  7. The room was in a bloody mess after the party. (Partiden sonra oda kanlı bir haldeydi.)
  8. Bloody hell, what happened here? (Lanet olsun, burada ne oldu?)
  9. She has a bloody nose. (Kanlı bir burunu var.)
  10. That was a bloody close call. (Bu çok tehlikeli bir durumdu.)
  11. Bloody Mary is a popular cocktail. (Bloody Mary popüler bir kokteyl.)
  12. He’s a bloody liar. (O bir yalancı.)
  13. The bloody battle lasted for days. (Kanlı savaş günlerce sürdü.)
  14. That’s a bloody expensive car. (Bu çok pahalı bir araba.)
  15. She’s a bloody good cook. (O çok iyi bir aşçı.)
  16. The movie was bloody boring. (Film çok sıkıcıydı.)
  17. It’s a bloody shame that he lost his job. (İşini kaybetmesi çok kötü.)
  18. They were covered in bloody mud. (Kanlı çamur ile kaplıydılar.)
  19. I’m bloody freezing. (Çok üşüyorum.)
  20. Bloody mosquitoes are everywhere. (Lanet sivrisinekler her yerde.)

Türkçe Anlamı: Kanlı, kanlıca, kanlı bıçaklı, lanetli

  1. That was a bloody disaster. (Bu çok büyük bir felaketti.)
  2. He’s in a bloody mood today. (Bugün o çok gergin bir ruh halinde.)
  3. The room was painted a bloody red color. (Oda kanlı kırmızı renge boyanmıştı.)
  4. He was covered in bloody scratches from the cat. (Kediden kanlı çiziklerle kaplanmıştı.)
  5. The play was a bloody success. (Oyun büyük bir başarıydı.)
  6. The butcher’s apron was bloody from all the meat. (Kasabın önlüğü, tüm etlerden dolayı kanlıydı.)
  7. That was a bloody awful movie. (Bu çok berbat bir film idi.)
  8. She gave him a bloody nose with her punch. (Yumruğuyla ona kanlı burun verdi.)
  9. Bloody vampires are not real. (Lanet vampirler gerçek değiller.)
  10. He’s a bloody idiot. (O bir aptal.)
  11. The room smelled of bloody raw meat. (Oda kanlı çiğ et kokuyordu.)
  12. That was a bloody waste of time. (Bu çok zaman kaybıydı.)
  13. He got a bloody head wound from the accident. (Kazadan kanlı bir kafa yarası aldı.)
  14. Bloody politicians always lie. (Lanet siyasetçiler her zaman yalan söylerler.)
  15. She had a bloody fight with her best friend. (En iyi arkadaşıyla kanlı bir kavga etti.)
  16. The book was full of bloody horror stories. (Kitap kanlı korku hikayeleriyle doluydu.)
  17. Bloody meat is not suitable for vegetarians. (Kanlı et vejetaryenler için uygun değildir.)
  18. He had a bloody fingerprint on his shirt. (Gömleğinde kanlı bir parmak izi vardı.)
  19. That was a bloody excellent performance. (Bu çok başarılı bir performanstı.)
  20. The streets were bloody from the recent riots. (Sokaklar son olaylardan dolayı kanlıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.