Bloodthirsty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Bloodthirsty
Bloodthirsty, Türkçe karşılığı kan susamış olan kelime, bir kişinin veya hayvanın kan isteği ile dolu olduğunu ifade eder.
Örnek cümleler:
- The bloodthirsty vampire was always on the hunt for his next victim. (Kan susamış vampir her zaman bir sonraki kurbanını arıyordu.)
- The lion’s bloodthirsty roar echoed through the jungle. (Aslanın kan susamış kükreyişi ormanda yankılandı.)
- The bloodthirsty gladiator emerged victorious from the arena. (Kan susamış gladyatör arenadan zaferle çıktı.)
- The bloodthirsty soldier had no mercy for his enemies. (Kan susamış asker düşmanlarına acımadı.)
- The shark’s bloodthirsty eyes followed the swimmer’s every move. (Köpek balığının kan susamış gözleri yüzücünün her hareketini takip etti.)
- The bloodthirsty cult sacrificed innocent animals in their rituals. (Kan susamış tarikat törenlerinde masum hayvanlar kurban ediyordu.)
- The werewolf’s transformation into a bloodthirsty beast was terrifying. (Kurt adamın kan susamış yaratığa dönüşümü korkunçtu.)
- The bloodthirsty mob was out for revenge. (Kan susamış kalabalık intikam peşindeydi.)
- The vampire bat’s bloodthirsty nature was essential for its survival. (Vampir yarasasının kan susamış doğası hayatta kalması için önemliydi.)
- The bloodthirsty cult leader’s followers would do anything he commanded. (Kan susamış tarikat liderinin takipçileri onun emrettiği her şeyi yapardı.)
- The bloodthirsty warrior had scars on his body from countless battles. (Kan susamış savaşçının vücudu sayısız savaştan izler taşıyordu.)
- The bloodthirsty monster emerged from the depths of the ocean. (Kan susamış canavar okyanusun derinliklerinden ortaya çıktı.)
- The bloodthirsty cult believed that human sacrifices would bring them power. (Kan susamış tarikat insan kurbanlarının kendilerine güç getireceğine inanıyordu.)
- The bloodthirsty gladiator fought with a ferocity that was unmatched. (Kan susamış gladyatör eşsiz bir vahşetle savaştı.)
- The bloodthirsty vampire’s fangs gleamed in the moonlight. (Kan susamış vampirin dişleri ay ışığında parladı.)
- The bloodthirsty dictator was responsible for the deaths of thousands of people. (Kan susamış diktatör binlerce insanın ölümünden sorumlu idi.)
- The bloodthirsty mob descended upon the town with violence and destruction. (Kan susamış kalabalık şiddet ve yıkımla kasabaya indi.)
- The bloodthirsty dragon breathed fire
and ash as it ravaged the village. (Kan susamış ejderha köyü yağmalarken ateş ve kül nefesi verdi.)
19. The bloodthirsty serial killer had a twisted fascination with death. (Kan susamış seri katil ölümle ilgili sapkın bir ilgiye sahipti.)
- The bloodthirsty horde of zombies relentlessly pursued the survivors. (Kan susamış zombi sürüsü hayatta kalanları acımasızca takip etti.)
(Türkçe çevirileri kalın ve siyah yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz