Blither İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blither İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blither Nedir?

Blither, İngilizce bir kelime olup, “gereksiz, önemsiz veya anlamsız konuşmak veya yazmak” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She blithered on for hours about her new shoes. (Yeni ayakkabıları hakkında saatlerce gereksiz konuştu.)
2. Stop blithering and get to the point. (Gereksiz konuşmayı kes ve konuya gel.)
3. He blithered so much that I lost interest in the conversation. (O kadar çok gereksiz konuştu ki konuya olan ilgimi kaybettim.)
4. She blithered on about the weather, even though no one was listening. (Kimse dinlemediği halde hava durumu hakkında gereksiz konuştu.)
5. Don’t blither about things you know nothing about. (Bilmediğin şeyler hakkında gereksiz konuşma.)
6. He blithered through his presentation and failed to make his point clear. (Sunumunu gereksiz konuşarak yaptı ve amacını açık bir şekilde belirtemedi.)
7. She blithered away the entire afternoon on the phone. (Bütün öğleden sonrayı telefonda gereksiz konuşarak geçirdi.)
8. Stop blithering and let me concentrate. (Gereksiz konuşmayı kes ve konsantre olmama izin ver.)
9. I wish he wouldn’t blither on about his ex-girlfriend. (Eski sevgilisi hakkında gereksiz konuşmasını dilerim.)
10. She blithered on about the movie, even though she hadn’t seen it. (Filmi izlememiş olmasına rağmen film hakkında gereksiz konuştu.)
11. He blithered on and on about his favorite band. (Favori grubu hakkında durmadan gereksiz konuştu.)
12. She blithered through her speech and left everyone confused. (Konuşmasını gereksiz konuşarak yaptı ve herkesi kafası karışık bıraktı.)
13. Don’t blither about your problems, just try to find a solution. (Sorunların hakkında gereksiz konuşma, sadece bir çözüm bulmaya çalış.)
14. He blithered about his job for so long that I had to interrupt him. (İşinden o kadar çok gereksiz konuştu ki onu kesmek zorunda kaldım.)
15. She blithered on about her new diet, but I didn’t really care. (Yeni diyeti hakkında gereksiz konuştu, ama gerçekten umursamadım.)
16. Stop blithering and let’s get to work. (Gereksiz konuşmayı kes ve işe başlayalım.)
17. He blithered about the weather, even though we were inside. (İçeride olduğumuz halde hava durumu hakkında gereksiz konuştu.)

18. She blithered on about her problems without ever asking about mine. (Sorunları hakkında gereksiz konuştu ve benim hakkımda hiçbir şey sormadı.)

19. Don’t blither on and on about the same thing, we’ve already heard it. (Aynı şey hakkında durmadan gereksiz konuşma, zaten duyduk.)
20. He blithered on about his new car, but I couldn’t care less. (Yeni arabası hakkında gereksiz konuştu, ama umurumda bile değil.)