Bling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Gösterişli takılar, süs eşyaları, parıltılı aksesuarlar

  1. She loves to wear bling jewelry. (O, bling takıları giymekten hoşlanır.)
  2. The rapper’s bling is worth millions. (Rapçinin blingleri milyonlarca dolardır.)
  3. Her phone case is covered in bling. (Telefon kılıfı blinglerle kaplı.)
  4. The dress was adorned with bling on the neckline. (Elbise, yakadaki blinglerle süslenmişti.)
  5. The bling on her shoes caught everyone’s attention. (Ayakkabılarındaki blingler herkesin dikkatini çekti.)
  6. She wore a blingy necklace with her cocktail dress. (Kokteyl elbisesiyle blingli bir kolye taktı.)
  7. The bling on his watch was impressive. (Saatindeki blingler etkileyiciydi.)
  8. The bride’s blingy tiara was the highlight of her wedding attire. (Gelinin blingli taçı, düğün kıyafetinin vurgusuydu.)
  9. He gifted her a blingy bracelet for their anniversary. (Yıldönümleri için ona blingli bir bilezik hediye etti.)
  10. The blingy clutch completed her party outfit. (Blingli çanta parti kıyafetini tamamladı.)
  11. Her blingy earrings matched her dress perfectly. (Blingli küpeleri elbisesiyle mükemmel şekilde uyum sağladı.)
  12. The bling on his belt buckle was eye-catching. (Kemer tokasındaki bling göz alıcıydı.)
  13. She decorated her hair with blingy hairpins. (Blingli saç tokalarıyla saçını süsledi.)
  14. The blingy brooch added a touch of glamour to her blazer. (Blingli broş, blazerına biraz şıklık kattı.)
  15. The bling on the dress was too much for her taste. (Elbiselerdeki bling onun zevkine göre fazlaydı.)
  16. The blingy handbag was a bit too flashy for her. (Blingli el çantası onun için biraz abartılıydı.)
  17. The blingy phone cover was too heavy for the phone. (Blingli telefon kılıfı telefon için ağır geldi.)
  18. She felt uncomfortable wearing blingy jewelry to work. (İşe blingli takılarla gitmekten rahatsız oldu.)
  19. The bling on his teeth was a trend in the hip-hop community. (Dişlerindeki bling, hip-hop topluluğunda bir trenddi.)
  20. The blingy sunglasses were perfect for the beach vacation. (Blingli güneş gözlükleri plaj tatili için mükemmeldi.)
  1. The blingy watch added a touch of luxury to his outfit. (Blingli saat, kıyafetine biraz lüks katmıştı.)
  2. She designed blingy invitations for her wedding. (Düğünü için blingli davetiyeler tasarladı.)
  3. The blingy belt completed his hip-hop look. (Blingli kemer, hip-hop tarzını tamamladı.)
  4. The blingy necklace was the perfect gift for her daughter’s graduation. (Blingli kolye, kızının mezuniyeti için mükemmel bir hediye oldu.)
  5. The bling on his jacket was a bit too much for the formal event. (Ceketindeki bling, resmi etkinlik için biraz fazlaydı.)
  6. She added bling to her shoes with glitter and rhinestones. (Ayakkabılarına glitter ve taşlarla bling ekledi.)
  7. The blingy cufflinks were a great addition to his suit. (Blingli manşet düğmeleri, takım elbisesine harika bir ek oldu.)
  8. The blingy hair accessory was perfect for her prom hairstyle. (Blingli saç aksesuarı, mezuniyet balosu saç stili için mükemmeldi.)
  9. The blingy anklet added a touch of glamour to her beach look. (Blingli ayak bileziği, plaj stiline biraz şıklık kattı.)
  10. The blingy purse was a bit too flashy for her conservative taste. (Blingli çanta, muhafazakar zevki için biraz abartılıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.