Blatantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Blatantly Nedir?
Blatantly, Türkçe’de açıkça veya alenen anlamına gelir. Bir şeyin çok bariz bir şekilde görünmesi ve saklanmaması anlamını taşır.
Örnek cümleler:
- She blatantly ignored my request for help. (Açıkça yardım talebimi görmezden geldi.)
- He was blatantly lying about his qualifications. (Açıkça nitelikleri hakkında yalan söylüyordu.)
- The company was blatantly discriminating against older employees. (Şirket açıkça yaşlı çalışanlara ayrımcılık yapıyordu.)
- The politician’s corruption was blatantly obvious. (Politikacının yolsuzluğu açıkça belli idi.)
- The student blatantly cheated on the exam. (Öğrenci açıkça sınavda kopya çekti.)
- The athlete was caught blatantly using steroids. (Sporcu açıkça steroid kullanımı yaparken yakalandı.)
- The teacher was blatantly favoring certain students. (Öğretmen bazı öğrencilere açıkça kayırıyordu.)
- The company’s profit motive was blatantly obvious. (Şirketin kar amaçlı olduğu açıkça belli idi.)
- The politician was blatantly pandering to his supporters. (Politikacı açıkça destekçilerine yaranmak için çaba gösteriyordu.)
- The singer blatantly plagiarized the song. (Şarkıcı açıkça şarkıyı çaldı.)
- The company was blatantly violating labor laws. (Şirket açıkça iş yasalarını ihlal ediyordu.)
- The artist was blatantly copying another artist’s style. (Sanatçı açıkça başka bir sanatçının tarzını kopyalıyordu.)
- The government was blatantly ignoring the needs of the people. (Hükümet açıkça insanların ihtiyaçlarını göz ardı ediyordu.)
- The actor was blatantly promoting his own interests. (Aktör açıkça kendi çıkarlarını tanıtıyordu.)
- The company was blatantly overcharging customers. (Şirket açıkça müşterilerden fazla ücret alıyordu.)
- The writer was blatantly sensationalizing the story. (Yazar açıkça hikayeyi sansasyonel hale getiriyordu.)
- The politician was blatantly exploiting his position for personal gain. (Politikacı açıkça kişisel kazanç için pozisyonunu kullanıyordu.)
- The company was blatantly ignoring environmental regulations. (Şirket açıkça çevresel düzenlemeleri göz ardı ediyordu.)
- The athlete was blatantly disrespecting his opponents. (Sporcu rakiplerine açıkça saygısızlık ediyordu.)
- The company was blatantly lying to investors about their financial situation. (Şirket açıkça yatırımcılara finansal durumları hakkında yalan söylüyordu.)
Türkçe Karşılıkları:
- Açıkça
- Açıkça
3
Türkçe Karşılıkları:
3. Alenen
- Açıkça
- Açıkça
- Açıkça
- Açıkça
- Açıkça
- Açıkça
- Açıkça çalmak
- Açıkça ihlal etmek
- Açıkça kopyalamak
- Açıkça görmezden gelmek
- Açıkça tanıtmak
- Açıkça fazla ücret almak
- Açıkça sansasyonel hale getirmek
- Açıkça kişisel kazanç için kullanmak
- Açıkça göz ardı etmek
- Açıkça saygısızlık etmek
- Açıkça yalan söylemek
Hemen Yorum Yaz