Blackness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Blackness İle İlgili Cümleler
Blackness, Türkçe’de “karanlık, siyahlık” anlamlarına gelmektedir. İngilizce cümlelerde kullanıldığı bazı örnekler aşağıda verilmiştir:
- The blackness of the night sky was interrupted by the bright stars. (Gece gökyüzünün siyahlığı, parlak yıldızlar tarafından kesildi.)
- The blackness of the cave made it hard to see anything. (Mağaranın karanlığı her şeyi görmeyi zorlaştırdı.)
- His skin had a deep blackness that was admired by many. (Cildi derin bir siyahlığa sahipti ve birçok kişi tarafından hayranlıkla karşılandı.)
- The blackness of the coal contrasted sharply with the whiteness of the snow. (Kömürün siyahlığı, karın beyazlığıyla keskin bir şekilde kontrast oluşturdu.)
- The blackness of his heart made it impossible for him to love anyone. (Kalbinin siyahlığı, kimseyi sevmesine engel oldu.)
- She was frightened by the blackness of the storm clouds. (Fırtına bulutlarının siyahlığından korktu.)
- The blackness of the ink on the paper made it difficult to read. (Kağıt üzerindeki mürekkebin siyahlığı, okumayı zorlaştırdı.)
- The blackness of the cat’s fur made it hard to see her at night. (Kedinin siyah tüyleri, gece onu görmeyi zorlaştırdı.)
- The blackness of the shadow frightened her. (Gölgenin siyahlığı onu korkuttu.)
- The blackness of the coffee indicated that it was strong. (Kahvenin siyahlığı, güçlü olduğunu gösteriyordu.)
- The blackness of the abyss was terrifying. (Uçurumun siyahlığı korkunçtu.)
- The blackness of the night made it hard to find their way home. (Gece karanlığı evlerine gitmelerini zorlaştırdı.)
- The blackness of the situation was overwhelming. (Durumun siyahlığı baskın geldi.)
- The blackness of the road made it hard to see the potholes. (Yolun siyahlığı, çukurları görmeyi zorlaştırdı.)
- The blackness of the leather jacket gave it a classic look. (Deri ceketin siyahlığı, klasik bir görünüm verdi.)
- The blackness of her mood was palpable. (Onun ruh halinin si
yapabilir miyim?
Tabii, elbette devam edebilirsiniz.
- The blackness of the night made the stars seem even brighter. (Gece karanlığının siyahlığı yıldızları daha da parlak gösteriyordu.)
- The blackness of the coal mine made it a dangerous place to work. (Kömür madeninin siyahlığı, çalışma alanını tehlikeli bir yer haline getirdi.)
- The blackness of the dress made her stand out at the party. (Elbisenin siyahlığı partiye katılanlar arasında onu öne çıkardı.)
- The blackness of the storm made it impossible to see anything outside. (Fırtınanın siyahlığı dışarıda hiçbir şeyi görmeyi imkansız hale getirdi.)
Hemen Yorum Yaz